Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '08

 
Kategori
Dünya
 

Kıbrıs'ı Rumlara, İstanbul'u Yunanistan'a bıraksak AB'ye girer miyiz?

Kıbrıs'ı Rumlara, İstanbul'u Yunanistan'a bıraksak AB'ye girer miyiz?
 

Uyumayalım, eloğlu uyumuyor.


Bilmem bilirmisiniz salam modeli diye bir metod vardır. Eğer siz yemek istediğiniz salamı bütün olarak almak isterseniz çok göze batarsınız ve tepki görürsünüz. Ama eğer siz salamı dilim dilim, yavaş yavaş alırsanız hiç kimse farkına varmadan, tepki görmeden salamı götürebilirsiniz. Yeter ki siz salamı satmaya razı olun. İşte bizim de şu anda yaşadığımız süreç aynen dilim dilim giden salam parçalarının gözümüze batmaması gibi.

Uluslararası ilişkiler ve devlet politikaları çok uzun süreler ve çok çetin görüşmelerin sonucunda oluşur. Bizim devlet politikalarımızda bazen çok acılar çekmemize ve bedeller ödememize neden olmuştur.Ancak bu bedeller haklı olma ve gerekirse bedelini ödeme bilinciyle değişik siyasi yapılarda olsa ödenegelmiştir. Bu konulardan Kıbrıs ve sözde Ermeni soykırımı, kıta sahanlığı sadece birkaç tanesidir.

İşte son yıllarda AB sevdasıyla ülkemizin devlet politikası olan noktaların hepsinde geri adım atmış ve tavizler vemiş durumdayız. Güzel, peki ne karşılığında biz bu konularda yıllardır bedel ödediğimizi unutup ver gitsin demeye başladık. AB’ye tam üyelik karşılığında. Peki AB sürecinde neredeyiz acaba?

Hali hazırda süreç, karşılığında hiçbir şey almadan sürekli tavizler vermek şeklinde devam ediyor. Bizlere sürekli Kıbrıstaki, Ege Denizindeki haklarınızdan vazgeçeceksiniz diyorlar. Ülke içinde yeni müslüman ve etnik azınlıklar kuracak ve onların ayrı kimliklerini kabul edeceksiniz diyorlar. Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümen bir devlet olmasının alt yapısını hazırlayın diyecekler. Ve sizde yapacaksınız. Halkı fakirleştiren, muhanete muhtaç eden politikalar uygulayacaksınız ve misyonerlerin kucağına bırakacaksınız diyorlar. Fırat ve Dicle sularının kullanımını uluslararası denetime açacaksınız diyorlar. Tabi bunu da özelleştirme kılıfına sokarak yapıyorlar. Başka ne mi diyorlar Ermeni soykırımını tanıyacaksınız diyorlar. Montrö sözleşmesini gözden geçirelim, boğazların kontrolünü uluslararası bir kuruma bırakın demeye başladılar şimdi yavaş yavaş.

Şimdi atıyorsun diyenler olabilir. Peki Kıbrıs konusunda izlenen politika tamamen AB’nin bize dayattığı politika değilmidir? Son dönemde bize dayatılan vakıflar kanunu sonuç olarak ne getirecektir. Rum ortodoks kilisesine sur içinde ekümenik devlet , Anadoluda serbest misyonerlik faaliyetleri, soros ve rockfeller fonlarının fink atması.

Bütün bunlar olmaz diyenleri biraz geriye bakmaya davet ediyorum. Olmaz deyip de olan neler var ülkemizde varın siz düşünün. Zaten AB’nin bize önerdiği ucu açık müzakerelerin sonucunda serbest dolaşım yok, uyum fonlarından yararlanamıyoruz ve tarım sübvansiyonlarından yararlanamıyoruz. Yanlış anlaşılmasın üye olsakta kayda değer bir yardım ve destek yok. Peki biz ne yapmaya çalışıyoruz bilen var mı?

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..