Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '10

 
Kategori
Kültürler
 

Kılıç kullanılırdı eskiden

Kılıç kullanılırdı eskiden
 

Kılıç kullanılırdı eskiden, şimdi sadece müzelerde ve filmlerde görüyoruz. Aslında ne kadar önemli bir sanattı, ne kadar soylu bir silahtı. Zaten “tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” lafı ne kadar bazı şeyleri destekleyici.
Tarihte kullanılan malzemelere göre değişti kılıçların yapıldığı materyaller. Bronz, çelik. İnsanlığa çağ atlatan, devir değiştiren metaller ve elbette daha sert, güçlü silahlar yaptıkça daha büyük uygarlıklar, daha kalıcı devletler kurulmaya başlandı. Bu işleri aslında bir yandan da ateşe borçluyuz, ısıtma eritme olmasa, nerden olacaktı… Yine de kılıç da çok can yaktı, çok hayat kurtardı, çok kişiye güven, çok kişiye korku saldı. Hayatta kalma mücadelesi en azından daha adildi. Gerçekten bir hayatta kalmayı ifade ediyordu bu cümle. Şimdilerdeki gibi, ekonomik mücadeleye karşılık gelmiyordu. Ya varsın ya da yoksun... Çok daha onurlu görünüyor. Yıllar sonra tabi. O zaman da fiziksel olması nedeniyle yakınıldığından çok çok eminim.

Şöyle düşündüm kendi kendime, bu günlere hiç barut ve tüfek bulunmadan gelebilmiş olsaydık? Nano malzemeden yapılmış, ekstra sert, sinterlenme sıcaklığı düşürülmüş, aynı zamanda kırılganlığı azaltılmış, lazerle bileylenmiş, denge noktası kullanıcıya göre ayarlanabilen daha bunun gibi şu anda farklı şeyler için kullandığımız teknolojik şeyleri bu şekilde uygulamış olsak nasıl olurdu acaba? Bir de mesela, kalp atışlarını ölçüp, ona göre kınından çıkabilen bir kılıç da gereksiz davranışlara engel olmak için. Ya da tutma yerinden sakinleştirici sıvı salgılama sistemi. Herşey insan için ya. Eğlenceli geldi…
Beden eğitimi dersleri yerine hala güreş, kılıç dövüşü gibi şeyler öğretilirdi. Şimdi biliyorum birileri çıkıp savaşlar olurdu, masumlar ölürdü diyesi gelecek ama eminim ki, bu mızrakla kılıçla yapılan savaşlarda daha az masum etkileniyordu. Bulduk atom bombasını, kullanılınca neler olduğu tarihe geçti. Kamerayı silah sanan Amerikan askerlerinin, kazara yarattığı ölümü de. En azından kılıç yakın dövüş silahı…

Tabi sokak ortasında güç gösterileri, gereksiz düellolar görürdük sürekli. Benim insanımın da aradığı ortam olurdu. Şimdi herkes silah sahibi olamıyor ama kılıç kuşananındır diye bir kanun olurdu mesela… Yasalar, cezalara buna göre konulurdu. “Kılıç Kullanma Ehliyeti” olurdu. Tam gözümde canlandıramadım yalnız, hangi döneme ait kıyafetlerle gezerdik. Çünkü bu kıyafetlere kılıç taktığımı hayal edemedim. Tamam, bu punk rock kişilikleri zincir falan uydurmuşlar da ama ben nedense kılıcı adapte edemedim. Ben zaten şövalye olmayı isteyen biri olduğum için en çok o zırhlar içinde kendime yakıştırabildim. Zaten asker selamı da bu kıyafetlerin önündeki o perdeyi kaldırıp, tanıdıklarınıza göstermek için öyle tutuldu ve kanıksandı.

Kılıçlarda parmak izi tanıma, kaybolunca yerini bulabileceğiniz şekilde bir takip sistemi olabilirdi. Çok şey eklenebilirdi. Eminim aklınıza çok farklı şeyler geldi. Fakat maalesef böyle çok fazla pembe kınlı kılıçlar, motifleri danteller falan olmazdı. Bu cinsiyet ayrımı daha “keskin” olurdu ve sanırım daha iyi bile olabilirdi. Kadının statüsü korunmuş olurdu, hem onlar da böyle çıkıp erkeklerin yaptığı her şeyi yaparız diyerek o canım bedenleri heba etmezlerdi. Gerçi o zaman da “amazon kadını” moduna takılırlardı. O da güzel olurdu elbette. Zeyna Zeyna kadınlar…

Keşke diyorum ya hep, bazı şeyleri koruyabilseydik de böyle ilginç, karmaşık manzaralar olsaydı. Hala nedense daha adaletli, daha yerli yerinde geliyor. Belki değişir diyorum sürekli, trendlerde eskiye dönüş gördüğümde hep bir umutlanırım. Beni şöyle bir kılıçla düşünün yahu, valla heveslendim…

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..