Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Dünya
 

Kim günahkâr değil?

İsrail Hükümeti, ABD ve AB’nin şartsız, BM’in de Kayıtsızlık Desteği ile Filistin’de Kendi savundukları ve diğer ülkelere dayattıkları değerler sistemini iğfal etmiştir.

Dikkat ederseniz; “İsrail Hükûmeti” dedim; ‘İsrailli” ya da “Yahudi” demedim...

İsrail Hükûmetinin tercih ve yaklaşımlarını, yaptıklarını ve yapacaklarını “Kabul edilemez!” Diye nitelendiren Yahudileri, Soykırım suçlamasından masum kılmak için.

Ekim-2008 de yayınlanmış olan ABD’nin “Küresel Anti-Semitism (Yahudi düşmanlığı)” raporunda genel olarak, dünyada, Yahudi düşmanlığının arttığı; buna karşılık Türkiye’de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Anti-Semitizm’i güçlü bir dille kınadığı belirtilmiş ve Sayın Başbakan’ın 10 Haziran 2005 tarihinde kullandığ şu sözlerine yer verilmişti:

Anti-Semitizm, utanç verici bir akıl hastalığıdır. Bu bir sapkınlıktır. Yahudi soykırımı, tarih boyunca insanlığa karşı işlenen en büyük suçtur”.

Türk’ün değerler sisteminde ırkçılığın olmadığı bir gerçek; İslamiyet öncesinde de, sonrasında da.

Nitekim; kimi zaman Türkiye'ye ithal edilmeye çalışılmış ırkçı görüşler, Milletimizce ayıp ve günah kabul edilmiş ve bu gibi politik temayüller, daima marijinal alanlara itilmiştir.

Oysa Batı, Helenistik, Hıristiyan ve İslam Felsefelerini ve bunların bileşiminden doğmuş “Batı Medeniyeti” denen manzumeyi daima kendileri istismar etmiş ve sömürülesiceler diye gördükleri diğer ülkeleri uyutmak için afyon olarak kullanmışlardır...

Bütün kıtalarda; ayağını bastığı ya da basamadığı tüm diyarlarda...

Özellikle Anadolu’da, Kırım’da, Kafkasya’da (Karaçay, Balkar, Osaetya, Çeçenya, Abhazya, Adıgeya, Dağıstan), Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Bosna’da, Irak’ta, Filistin’de...

Batı Aristo’ya, Seneca’ya; Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya ve Hz. Muhammed’e ihanet etmiştir.

Batı hem kendisine, hem de insanlığa ihanet etmiştir.

Batı, Filistin’e de kendi sözde değerlerini dayatmıştı... Nezaretçiler eşliğinde seçim yaptırmıştı... Seçimlerin de demokratik olduğunu kabul ve tasdik etmişti.

Demokrasi, seçimlerin bittiği gün orada... Filistin’de kaldı ve unutuldu... Seçilen parlamenterler tutuklandı ve hapse konuldu; aslında, rehin alındı.

Şimdi İsrail Hükûmeti, temelde Hamas’ı değil, Hamas’ın yöneticilerini seçimle işbaşına getiren Filistinlileri cezalandırıyor.

Demokrasiye, insan haklarına ve bilmem daha hangi değerlere kin ve nefret kusuyor.


Bu tercih ve eylemleriyle de İsrail, "Batı Medeniyeti"'nin bir aldatmaca olduğunu teyid ediyor
.

Bir güne bir gün... ABD, AB, BM, Diyasporaları ve Peres’in bizdeki Teresleri... İsrail Hükûmetini kınayacak en küçük bir söz sarfetti mi?

Aksine, tek merkezden yönetiliyorlarmışcasına hep bir ağızdan; “İsrail, meşru müdafa hakkını kullanıyor...” dediler.

Dikkatinizi çekmek istiyorum!... “İsrail..." diyorlar, "İsrail Hülümeti..." demiyorlar. Fakat biz, bu satırlarda da öncesinde de hep, “İsrail Hükûmeti” dedik; “İsrail”, “İsrailli” veya “Yahudi” demedik.

***
DAVOS’tan sonra Tek Merkezli Açıklamalar, alabildiğine sürüyor...

Sayın Başbakan’ın çıkışını, “Küresel Anti-Semitism (Yahudi düşmanlığı)” ile eş değer tutanlar mı dersiniz, Türkiye’ye açıkca tehditler savuranlar, aba altından sopa gösterenler mi dersiniz... Düne kadar, Hitler Soykırımını Aratmayacak Bir Vahşet’e seyirci kalıp bugün de “Olay Yahudi düşmanlığına dönüşmesin...” Diye sızlananlar mı dersiniz...

Ya içimizdeki Siyonizm hayranı Teresler?..

Dikkat edin! Biz halâ, “İsrail”, “İsrailli” veya “Yahudi” demiyoruz; kimseleri tehdit etmiyor ve tehdit edenlere karşı da ağzımızı bozmuyoruz.

Şimdi... gelelim İsrail’deki seçimlere:

Seçim yaklaşıyor, parti liderleri İsrailli seçmenlere sesleniyor...

Seçmenlerin ve diyasporaların teveccühlerini ve onların kesin desteklerini kazanmak için kıyasıya yarışıyorlar...

Ruhlarını (!) okşuyarak onlarla empati kurmaya çalışıyorlar...

ve bakın ne diyorlar:

Radikal kanattakiler;

"Gazze'ye atom bombası atalım"
"Lut Gölü'nde Filistinliler için toplama kampı kuralım"
"Parlamentodaki Araplar'ı yok edelim"

Diyorlar.

Ilımlılar ise;

"Filistinliler'i İsrail topraklarından gönderelim!"
"Gazze'yi daha iyi vurabileceğiz..."
"Kudüs'ü birleşik bir başkent yapacağız!"

Diyorlar.

Haaaa... Şimdi soralım:

Kim günahkâr?

Sadece seçilmişler mi?

Seçilmişleri veya seçilecekleri konuşturan şu seçmenlerin hiç mi günahı yok?

Yahudiler'in ve Yahudi severlerin, Hamas'ı seçen Filistinlileri cezalandırmadan ve suçlamadan önce... bir yolunu bulup aynaya bakmalarını tavsiye ederiz.

Bekir Ali

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara