- Kategori
- Mesleki Eğitim
Kim kazandı?

Şirketler, kurumlar neden vardır?
Kurumlar ilgili çevrelerine fayda sağlamak için vardır. Bu ilgili çevreleri açıklayacak olursak kısaca;
- Sermaye sahipleri -yani patronlar-
- Çalışanlar,
- Devlet,
- Yaşanan çevre.
şeklinde sınıflandırabiliriz. Şirketin yarattığı faydanın paylaşımını çoğunlukla patronlar belirler. Özellikle yapılan işler kitabına uygun değilse, ödenecek vergiyi, sigorta pirimini veya atıkların ne olacağını, yasalara dikkat etmeksizin patronun kararı belirliyorsa, herşey patrona bağlıdır.
Aslında kimse vergi kaçırmakla veya işçisine daha az maaş vermekle, sigortasız işçi çalıştırmakla kesinlikle daha verimli olamaz. Bu güne kadar iş hayatında şahsi tecrübelerim bu yöndedir.
Özellikle büyük çapta iş yapan firmalarda esas faaliyetin dışında, vergi ve diğer oyunlarla para kazanmak isteyenlerin hareketleri bir daire üzerinde yürümeye benzer. Ne kadar uzağa gittiğini veya yakınlaştığını asla kestiremezsin. Bu tarz hareket içinde olan birisinin para kazanması için bazı koşulları sağlaması gerekir.
1. İki ayrı hesap düzeni olmalıdır; resmi ve gayri resmi olarak.
2. Yanında çalışan ve suyun başına yerleştirdiği adamlar tam güvenilir olmalıdır.
3. Firmadan ayrılan insanlarla dostça ayrılmalısın. (Yoksa gammazlar.)
4. Verimli bir işletmenin ihtiyaç duyduğu her şeye de sahip olmalısın;
- Kaliteli hammadde,
- Modern Teknoloji,
- Kaliteli personel gibi...
Bu maddeleri irdelersek.
1. Gayri resmi işleri detaylı bir şekilde kayıt altında tutmaya çalışmak oldukça riskli bir durumdur. Herhangi bir şekilde ipinin ucunun başkasının eline geçmesi örülen bütün çorabın sökülmesi demektir. Sadece büyük miktarlı hareketleri içeren az miktardaki kayıtlar takip edilebilir.
2. Suyun başındaki insanların güvenirliliği aslında iki açıdan önemlidir.
a- Sır tutabilen: Bu tip adamlar bulunabilir.
b- Dürüst : Hakkı hukuku bilen, patronuna kazık atmayacak birisi. İşte bu biraz güçtür, bu tür işlere kalkışanlar genelde sulu dilli güzel konuşan, söylediği hiç bir şey karşısındakine batmayan, hesabını! iyi bilen insanlardır. İlk kaçak buradan başlar, bu tip adamların anlaşılmaz bir şekilde kendi ve ailesinin servetinde artışlar olur. Genellikle kaynağı alakasız şeylerdir. Hatta aynı anda hem patronu, hem kendi hesabına çalışanlar da vardır.
3. Firmadan ayrılan insanlarla dostça ayrılmak çok önemlidir. İnsanların işe yaramadığı anlaşıldığında asla işten atılmazlar, bir kenara konulup daha basit işlerde kullanıp, kendisinin ayrılması beklenir. Bu şekilde emekli olanlar dahi olabilir. Ayrılan kişiye, kendi rızasıyla dahi olsa bütün hakları ödenir.
4. Verimli bir işletmenin ihtiyaç duyacağı koşulları oluşturmak güçtür. Özellikle de teknik bir konuda çalışılıyorsa.
Kaliteli hammadeyi temin etmek güçtür. Çünkü kaçağa hammadde girişinden başlamak gerekir ve bu tip malları temin eden kişi ve kuruluşlarla çalışmak gereklidir.
Kaliteli personel temini güçtür. Çok acaip bir açmaza girer işletme, kaliteli hammadde ve personel olmayınca firma verimli değildir, fireler, hatalı üretim ve iadeler almış başını gitmiştir. Personelin yetkin olmamasından dolayı; en modern makina dahi, kısa bir sürede hurdaya dönüşmektedir. İşler bu yoldayken de patron çalışanlara daha fazla vermek istemez. Düşük maaşla da daha kaliteli personel istihdam edilemez. 2 kilo domates bir baş soğandan 1 kilo salata dahi çıkarılamayan bir işletme vardır. Patron diğer kayıt dışı işlerden kazandığıyla bu yaraları sarar ve ne yazık ki sağlıklı bir kayıt sistemi olmadığı için bunun farkına da varılmaz.
Şirket aslında patrona göre sürekli kar etmektedir. Çünkü aldığı villanın parası ödenmiş, lüks arabaları, özel şöförü bütün şaşalı hayatı devam etmektedir. Fakat işler iyi olduğu halde finansman yükü artmaktadır. Muhasebecisi bunu işlerin büyümesine, döviz kuruna, hammadde fiyatlarına bağlar.
Bu devran durmadan döner, taki iflasa kadar.
Kimse kazanmaz aslında bu oyunun sonunda, para döner, zaman geçer sadece.