Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kim ne kadar milliyetçi?

Kim ne  kadar milliyetçi?
 

Önnot: Bu yazıda "ulusalcılık" kavramı konu dışıdır.

Kısa bir Oktay Vural Portresi

Aslında Oktay Vural’la ilgili pek bilgiye sahip değilim. 1956 doğumlu ve İstanbul Hukuk tahsili bilgilerinden yola çıkarsam 1980 öncesinde İstanbul’da olması gerekiyor. Oktay Vural adı, hâfıza defterimde o yıllardaki Ülkü Ocakları’na mensup “Ülkü Devleri” listesinde yok. Bugünlerden önce, tek hâtırladığım Ulaştırma Bakanlığı’ndan Enis Öksüz Bey’den sonra 57. Hükümette bakanlığa getirildiği.

Bakanlığı döneminde de çok şey yapmaya fırsatı olmadı çünkü 11 aylık bakanken Türkiye’de, 3 Kasım 2002’de, genel seçimlere gidildi ve MHP sandıkta kalınca Oktay Vural’ın da payına Konak sahillerinde akşam turları atmak düşmüştü.

22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri’nde MHP 71 milletvekili çıkarınca Oktay Vural da İzmir’den MHP saflarında meclise girdi. Sonrasında da Mehmet Şandır’la beraber MHP Grup Başkan Vekilliği’ne seçildi.

2007’den beri üstlendiği Grup Başkan Vekilliği’nde tavrını hiç beğenmiyorum. Fazla çığırtkan ve fazla popülist buluyorum. Dahası TBMM çatısı altında ifadeleriyle, çıkışlarıyla CHP’li Kemal Anadol’a benzedikçe, bir zamanlar MHP’li olup Ülkücü Hareket’e büyük hizmetleri geçmiş, şu an MHP’nin hiçbir yerinde olmayan ağabeyleri düşünüyorum ve çok üzülüyorum.

Oktay Vural’ın CHP’li Cemal Anadol’a benzediği an

Yakın geçmişte TMMB’nin bütçe oturumunu TRT3’te seyrederken Oktay Vural’ın millî güreşçi AKP Sivas milletvekili Hamza Yerlikaya’ya garip çıkışına şahit oldum. Tavır olarak tipik bir Kemal Anadol idi. Bir farkla: Oktay Vural oturduğu sıradan lâf atıyordu kürsüdeki Hamza Yerlikaya’ya.

Hamza Yerlikaya, kendisinden önce kürsüye gelen AKP’li bir milletvekilinin sözlerinin yanlış anlaşıldığı üzerine konuşurken Oktay Vural ilk lâfını (gol mü attıklarını sanıyorlar?) attı:

-Milletvekilinin vekili misin sen?

Yerlikaya aldırmadan konuşmasını sürdürdü. İş döndü dolaştı milliyetçiliğe geldi. Oktay Vural öyle bir lâf etti ki “Baltayı taşa vurdu.” mu desem, “Kendi kalesine gol attı.” mı desem, “Kendi hareketiyle açığa düşüp tuş oldu.’ mu desem, ne desem?

Vural'ın Hamza Yerlikaya’ya oturduğu sıralardan söylediği söz şu:

- Hadi, milliyetçiyim, de bakayım.

Genç yaşına rağmen(33) Hamza Yerlikaya yine de efendiliğini bozmadı. Bir güreşçi olarak ömrünün yirmi yılını bayrak ve vatan sevdasıyla geçirdiğini söyledi mütevazı bir şekilde.

Oktay Vural’ın yaptığı gerçekten ayıptı. Boşboğazlığından kaynaklanan bir büyük hataydı. Yahu pes! Vallahi pes, billahi pes! Hamza Yerlikaya’nın milliyetçiliği, vatanperverliği sorgulanır mı hiç? O Hamza Yerlikaya ki 8 kere Avrupa, 3 kere Dünya ve 2 kere Olimpiyat Şampiyonu olmuş bir Türk güreşçisi. O Hamza Yerlikaya ki Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) modern dünya güreşi tarihinde ilk kez 17 yaşında birinin şampiyon olduğunu belirtilerek, Yerlikaya’yı “Asrın Güreşçisi” unvanı ile ödüllendirildi.

O Hamza Yerlikaya ki bu şampiyonluklarla tam 13 kere birincilik kürsüsüne çıkmış, yine tam 13 kere İstiklâl Marşımızı bütün dünyaya dinletmiş ve yine tam 13 kere Türk bayrağını dalgalandırmış, rakibini tutup “Allah!” nidasıyla mindere vururken gücünü Türk Milleti’nden alan bir Yaşar Doğu, bir Ahmet Ayık torunu. Böyle bir Anadolu yiğidine hiç, “Hadi, milliyetçiyim, de bakayım.” denir mi? Gülerler adama yahu!

Dedim ya Hamza Yerlikaya yine efendiliğini muhafaza etti. (Anadolu’nun dolu başakları hep böyledir. Tevazu ve ağırbaşlılıktan boyunları hep eğiktir. Mazlumlukları Anadoluluk mayasındaki kutsiyetinden gelir.) Ben olsaydım onun yerine şunu deyiverirdim o kürsüden:

-Yahu Oktay Vural! Allah için söyle, sen bu güne kadar vatan, bayrak ve Türkiye adına ne yaptın?


Anadolu’da MHP AKP tabanı üzerine bir tespit

Tam burada şunu da söylemeliyim: Meclisin içinde öyle AKP’li milletvekilleri vardır ki bir MHP’li ile aralarında “paylaşılan değerler” açısından hiçbir fark yoktur. Ortak değerler anlamında bir listeleme yapılsa MHP ve AKP’nin listesine yazılan özelliklerin birçoğunun aynı olduğu görülür. Aynı listelemeyi MHP ve CHP için yapın bakalım hangi ortak özelliği bulabileceksiniz?

Hele hele meseleyi Anadolu ve Anadolu insanı açısından ele alırsanız yukarıdaki özelliklerin bir MHP’li ile bir AKP’lide birebir örtüştüğünü görürsünüz. Dahası: Bugün AKP’nin oy deposuna dönüşen şehirler, eskiden MHP’nin “kale”leriydi. Yozgat, Sivas, Erzurum, Elazığ, Erzincan, Malatya, Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep, Ankara …

MHP ve AKP tavanı üzerine

Siyaset, başka başka partilerde yapılınca elbette ortaya parti politikasından kaynaklanan anlayış farklılıkları ortaya çıkar ki bu tabiîdir. Partilerin varlıklarını sürdürebilmesi için farklı siyasetler üretmesi gerekir. Yoksa ne gereği kalır ki farklı iki parti çatısı altında siyaset yapmanın? Bu gün AKP ve MHP tavanında yaşananda budur, bundandır. Hem AKP ve MHP iki önemli meselede “ortak payda”da buluşmadı mı? Bugün Abdullah Gül cumhurbaşkanı ise buna MHP’nin katkısı inkâr edilebilir mi? Mahkemeden dönmüş olsa bile, bu dayanışma bir gazetede “411 el kaosa kalktı.” şeklinde sürmanşet olsa bile, binlerce öğrenciyi yıllarca mağdur eden “başörtüsü meselesi”nde MHP ile AKP ortak hareket etmedi mi? Buna benzer bir mesele ortaya çıksa yine ortak etmeyecek mi bu partiler?

Son söz: MHP ile AKP arasında elbette ülke ve dünya siyaseti açısından farklılıklar vardır. Olacaktır da. Ama ‘Asla uzlaşamazlar, asla bir araya gelemezler.’ sun’î tezine ben katılmıyorum. Anadolu’ya kulak verince, Anadolu’dan bakınca meseleye, bu sun’î tez çürüyor çünkü. Yakın gelecekte yapılacak bir seçim sonrası ortaya çıkabilecek AKP - MHP, AKP – CHP, MHP – CHP koalisyon seçenekleri karşısında AKP de MHP de tercihlerini AKP – MHP koalisyonundan yana kullanacaklardır. Yoksa Anadolu asla affetmez.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..