Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kime hayvan denir!...

Kime hayvan denir!...
 

Milliyet Blog ailesi Bayramınız kutlu, gülüşleriniz bol olsun... Gelin bu bayram hüznü bir kenara bırakalım, tüm sıkıntıları dertleri unutup, hep güzellikler düşünüp ve dileyelim ki yeni bir yıl da başlarken tüm günler böyle geçsin...

Diyordum ki;

Güneşli bir bayram sabahında erkenden annem ve babamın mezarını ziyaret ettiğimde hüzünlendim haliyle... Eve dönerken bunlar hayatın gerçekleri ölüm de yaşam da bizim için deyip neşeli olmaya karar verdim. Pc'yi açtığımda Milliyet'teki haberlere göz atayım dedim, bakmaz olaydım, neşem kursağımda kaldı...

4,5 aylık Çilem bebeği görüntüleriyle izledim, nasıl olur böyle bir vahşet... Bunu yapan üstelik de bir ana, ana denirse ona tabii ki... Nasıl elin kalkar o minicik yavruya... Çilem bebeğin doktorların elinde ağlayan görüntülerini görüp de ağlamamak mümkün mü... Nasıl bir vicdandır bu, eli kırılasıca kadın başka iş yoktu da bebek bakıcılığı mı yapıyorsun, böyle bir kara yürekle bu iş yapılır mı... Daha fazla ağlamamak için diğer bir haberi tıkladım... Kime hayvan denir başlıklı haberde gördüklerim, bu olayla tam bir tezattı... Hayvanların yavrularını nasıl şefkatle sarıp sarmaladığı görüntüleriyle yine hüzünlendim. O pandanın yavrusunu yalaması, diğerlerinin de yavrularına sevgiyle sarılmaları... İnsanın kendi yavrusu olmasa dahi minicik bir bebeğe nasıl kıyar, inanasım gelmiyor... Birisine kızdığımız zaman "hayvan" diye tepkimizi dile getiririz ya, düşününce ne kadar yanlış olduğunu anlarız, niye hayvan deriz ki, hayvanlara hakaret oluyor bu, o hayvanlar ki yeri geldiğinde bizden daha insan oluyorlar, bir hayvanın elinden yavrusunu almaya kalkın, bakın size neler yapıyor...

Sonra blog yazarlarından Zeynep Gülay Kibaroğlu'nun yazısını okudum, annesine seslenişini... Yine hüzünlendim, babam yirmidokuz yıl önce vefat etmişti ama anneciğim henüz altı ay oldu aramızdan ayrılalı... Zor geliyor kabullenmek, her bayram uyanır uyanmaz üst katımda oturan anneme çıkıp bayramlaşırdım, onun sıcacık sevgi dolu yüreğiyle sarılışını özledim, konuşmaları gitmiyor ki kulaklarımdalar hep, benim için endişelenmesini özledim, bazı geceler arkadaşımda kaldığımda dönüşlerimde "seni merak ettim" demesini özledim... Özledim işte, anneleri yok olanlar daha iyi anlarlar nasıl bir özlemek olduğunu, yokluğunun nasıl hüzünlendirdiğini...

Evet, hayatın gerçekleri bunlar, gün gelecek hepimiz göçüp gideceğiz... Hani büyüklerimiz derler ya Allah sıralı ölüm versin diye, gerçekten de öyle, sıralı demek yani uzunca yaşadıktan sonra göçüp gitmek anlamı yüklü, genç ölümleri daha bir acı veriyor insana, hele ki Allahım kimseye evlat acısı göstermesin...

Bu güzel bayram gününde herşeye rağmen neşemiz bol, hayatımız yaşanmaya değecek güzelliklerle dolu olsun... 2007 sağlık ve mutluluk getirsin hepimize...

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..