Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Kimi sevsem sensin

Kimi sevsem sensin
 

"Sevmek insanın yüreği kadar

Küçükse büyüğünü taşıyamazsın"

Böyle başlıyor şair yazmaya ve yalnızlığı denemek istiyor kendi cümlelerinde. Yaşadıklarından yola çıkarak belki de 'yalnızlığı da dene oldu olacak' diyor. Diyor da derinden derine nasıl yankılanacağını, iyi mi kötü mü olacağını çıkaramıyor ve ağlayası geliyor, ağlayamıyor.

Sonra binlerce umuttan bir umut oluyor, adını unutuyor, yaşadıkları aklına geliyor şairin ve ekliyor:

"İnanmakta geç sevmekte çabuktum."

Nasıl da tarifliyor etrafımızda yaşanan sahte sevgileri değil mi? Her sevginin altında bir inancın olmadığını, inanmanın aslında sanıldığı kadar da kolay olmadığını ve belki de sevgilerin neden bu kadar anlık yaşanıldığını ortaya koyuyor şair.

Sonra şair her aşka sarışınla başlıyor ve esmerle bitiriyor bütün aşk hikayelerini. Nasıl bitireceğini bilmediği, dudakları keskin kırmızı jiletli bir belaya çatıyor ve ekliyor:

"Kimi sevsem sensin/ hayret

Senden nedense vazgeçilemiyor"

Sevmek için geç, ölmek için erken derken tutuluyor bir sevdaya Attila ilhan. Seviyor çoğumuz gibi ama sevildiğini bile fark etmeden. Zehir zemberek ve yürekten seviyor şair.

Sonra sevdiği kadının adını unutuyor şair ve;

"Gözlerindeki mavi kimin gökyüzü

Süheyla değildi başkaydı adın" diye serzenişte bulunuyor. Tanıyamıyor onu. Gülümseyişini soğumuş çiçek ölülerine benzetiyor sevgilinin.

Eski zamanlara özlem duyuyor birden şair, yanardöner bir ayna yeniden ruhum, diyerek.

"Gözlerinin sisinde sevdali bir yolcuyum

Hayal meyal gemiler dumanlı limanlar"

Neydi bir zamanlar derken, kendini suların erken karardığı, ağaçların duman duman olduğu, insanların ölmeye heveslendiği bir mevsimde buluyor şair. Yaşam onun için rayından çıkmıştır artık. Nereye baksa bir eskimişlik duygusu görür.

"Böyle sonbahar mı olur / tadı kalmamış / eylül akşamlarını fena boşaltmışlar / ne o kızlar hani / varla yok arası / bir tebessüm gibi / hayalimizde yaşar"

Kızlar hayallerde kalmışken artık ayaküstü yaşanmaya başlar aşk şairin kitabında. Yanlış bir hayalin şehrinde kalır ve bütün saatler bir anda durur. Çünkü aşk ayaküstü olduğu gibi intihar da cinayet de ayaküstüdür artık. Bundan sonrasında şair tuzparça yerdedir dostlar.

Ve geriye di'li geçmiş bir zaman kalır.

Ve bir yolculuktur ondan sonrası şair için. Katılmak isteyenlere duyurulur.

resim: www.fotokritik.com/ladyluxor

 
Toplam blog
: 77
: 939
Kayıt tarihi
: 13.01.07
 
 

1979 Giresun doğumluyum. Kendimi bildim bileli kalabalığı sevmem. İnsanlara karşı mesafeliyimdir. He..