- Kategori
- Eğitim
Kimin anayasası

Hani derler ya, söyleyene değil söyletene bak. Tam öyle olmasa da, hazırlatana dikkat çekmek amacıyla söyledim. Yavaş yavaş, bizim sivil ve renksiz anayasanın renkleri de belli olmaya başladı.
Rengi nasıl mı?
Soros turuncusu, biraz da AB mavisi.
Ama;
Kesin olan bir şey var ki, o da.
Yeni taslak, kesinlikle,
Ulus devlet renginde değil.
Nereden anlaşıldığına gelince, henüz son hali ortaya çıkmasa da
Çok gizli tutuluyor da olsa
Tartışmaların yönü, anayasanın rengini de göstermektedir.
Hani derler ya,
Ateş olmayan yerden duman tütmez.
Anayasa taslağı dini cemaatlere, tarikatlara özgürlük tanıyor.
Başka,
Etnik milliyetçiliğe, kimliklere de özgürlük tanıyor.
Hatta daha da ileri giderek, Kürtçe eğitim yapılmasına da fırsat tanıyor.
Bu konuları tartışırken insanlara cazip gelen demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi, günümüzde daha çok mandacı ve işbirlikçilerin kullandıkları kavramlar da insanı yanıltmamalı.
Bunun için de kavramları yerli yerine oturtmak gerekmektedir.
Bir ulusu meydana getiren temel unsurlar vardır.
Ve;
Dil birliği, bunların en başında gelenidir.
Bu durumda, açıkça söylemek gerekir ki
Dili ayıran
Ulusu ayırır, milleti böler.
Bunun başka bir açıklaması olamaz. Böyle olduğu takdirde herkes konuştuğu, anlaştığı dille diyalog kurar. Toplum birbirine yabancılaşır.
Bu, işin bir yönü.
Diğer yönü ise
Osmanlı da, ulus devlet değildi.
Çok parçalı bir imparatorluktu. Tarikatlar ve cemaatler vardı. Zaten, ümmet toplumu da olduğu için, herkes kendini dini tarikat ya da cemaat kimlikleriyle ifade ediyordu.
Büyük önder Mustafa Kemal, ülkede bağımsızlığı kazanmak ve cumhuriyeti kurabilmek için, bu cemaat ve tarikatlardan oluşan çok parçalı toplumu birleştirmek istedi.
Bunu yapabilmek için bir tek yol vardı.
Topluma millet bilinci vermek.
Bunun içinde özellikle çok parçalı yapıyı görünüştede tek parçaya indirmek gerekiyordu.
Bunun için de, kılık kıyafet devrimi yapıldı.
Yani görünüşteki farklılıklar ortadan kaldırıldı dinsel ve etnik kimlik farklılığını öne çıkaran her türlü giysi giymek yasaklandı.
Şimdi; tekrar birileri ortaya çıkıyor. Demokrasi diyor, insan hakları diyor.
Ve dini cemaatlere ve tarikatlara, etnik kimliklere özgürlük istiyor.
Yani aradan geçen neredeyse seksen yılı aşkın zamandan sonra, tekrar etnik topluluk ve dini tarikatlara, cemaatlere geri dönüş.
Sonra da;
Bunun sonrası ne olabilir?
Ulus devletin ruhuna el fatiha.
12–09–2007
Nusret KEBAPÇI