- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kırk kantarı kırk para etmeyen şeyler
Hasta ziyareti için “kırk yılın başında bir ”sokağa çıkmış bulundum. Yaa arkadaş bunca zamanda ne oldu da bildik bilmedik herkesin huyu suyu değişti. Yok, yok kesin bende bir meymenetsizlik var?
İşittiğim en güzel laflar manzumesi şöyle; tutma kırılır, elleme yapışır, bakma korkar, verme yırtar, sorma bilmez, koşma durmaz, alma yemez, gitme gelmez, vurma duymaz, dokunma cızzzzz...
Hikâye basit…
Mekân: İstanbul
Zemin:Yağmurlu bir gün.
Olayın kahramanları: Siz,biz, hepimiz...Ve siz, biz, hepimiz ne geçimsiz şeylermişiz.
Bindiğim taksinin şoförü, aracın buğulu ön camını elimin tersiyle sildim diye başını emme basma tulumba gibi iki yana sallayarak ”abiciğim camı çizeceksin bez iste de verelim gadasını aldığım” deyince;
-Hay yaşa dedim kaptan. Hanıma söyleyim de bundan sonra bulaşık teli almasın bu eller ne güne duruyor tellesin dursun!
Dönüşte, kalkmakta olan minibüsün yan camına iki kere tık tık vurdum vurmasına da kaptan kapıyı açar açmaz “baba bari kırsaydın camı” diye diklenivermez mi?
- Dedim OA; sen dua etki yan yatmadın. Pizza kulesini bir tıklamayla yan yatırmiş adamım ben!
Minibüsten inip Küçükçekmece tarihi taş köprüden yola devam ederken köprü bitişiğindeki çay bahçesinden çıkan bir irikıyım, elide parçam pençik olmuş bir şemsiye iskeletini köprüden aşağı gölün köpüklü sularına fırlatmaz mı!
O anda OAAAAA lafı iki dudağımın arasına sıkışıp kaldı… Çünkü adam gözümün içine baka baka “çevremizi koruyalım, soranlara da bunları topluyolar merak etme diyelim” dedi mi? Vallahi dedi…
Neyse çarşıya kadar kazasız belasız ama malum zatlara karşı içim hınç dolu olarak geldim. Gelmişken çiğköfteciye uğrayıp çift lavaşlı bir de dürüm sardırayım dedim. Bozuk olmayınca irice boyda bir kağıt parayı uzattım. (Türk lirasının yeni simgesi bilgisayarda nasıl yazılır bilmiyorum. Onun için kağıt para diye geçiştiriyorum)
Bu sefer fırça yemedim ama delikanlı “Dayı bunu bozamam üç kuruşluk şeye bari altın bozdursaydın" deyice anladım ki bu gün bütün geçimsizler beni buldu. Tam tersi belki de bende bir meymenetsizlik vardır bilemiyorum!
Lafının kırk kantarı kırk para etmez şeyleri duyacağıma acaba diyorum bahar gelene dek (tabi ilkbahar) dışarı çıkmasam mı?