Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '22

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kirpi İkilemi

Kirpi ikilemini bilmiyorum diyen kaldı mı?

Yakın ilişkilerin zorluğunu anlatan bir metafor. Hem Schopenhauer hem de Freud'un kullandığını görürüz ama daha çok Schopenhauer ile bilinir. Özetle yakın ilişkilerin birbirine zarar vermeden gerçekleşmeyeceğini ifade eder.

Kışın kirpilerin ısınmak için birbirlerine sokuldukları görülür. Bu sokulma esnasında dikenleri birbirine batar, uzaklaşırlar, daha sonra üşümeye başladıkları için tekrar yakınlaşırlar. Tekrar dikenleri batar, tekrar uzaklaşırlar. Bu bir dansa dönüşür. Bu dans sonucu uygun bir mesafe bulduklarında ısınmayı da başarırlar. O mesafeyi insan ilişkilerinde gerekli mesafe olarak açıklar Schopenhauer. İşte bu Kirpi İkilemi'dir.

Schopenhauer bu ikilemden meşhur ederi Parerga ve Paralipomena'da aşağıdaki satırlarla bahsetmiştir;

Soğuk bir kış günü, birkaç kirpi, donmalarını önlemek için karşılıklı sıcaklıkları aracılığıyla oldukça sıkı bir şekilde birbirine sokuldu. Ama kısa süre sonra dikenlerinin birbirleri üzerindeki etkisini hissettiler ve bu da onları tekrar uzaklaştırdı. Şimdi, ısınma ihtiyacı onları bir kez daha bir araya getirdiğinde, birbirleri için en uygun mesafeyi bulana kadar tekrarlandı. Böylece, insanların hayatlarının boşluğundan ve monotonluğundan doğan toplum ihtiyacı onları bir araya getirir; ancak nahoş ve itici nitelikleri onları bir kez daha birbirlerinden ayırır. Sonunda keşfettikleri ve bir arada olmalarını sağlayan ortalama mesafe, nezaket ve görgü kurallarıdır. Buna uymayanlara İngiltere'de "mesafeni koru!" deniyor. Bu sayede, karşılıklı sıcaklık ihtiyacının yalnızca kusurlu bir şekilde karşılanacağı doğrudur, ancak diğer yandan, tüylerin dikeni hissedilmeyecektir. Yine de kendi iç sıcaklığı çok olan kimse, sıkıntı ve sıkıntı vermekten veya almaktan kaçınmak için toplumdan uzak durmayı tercih edecektir.

Freud'un da 1909'da ABD ye giderken "bir yabanıl kirpiyi görmek ve bazı dersler vermek" için gittiğini söylemesiyle bu ikilemi kullandığı görülmüştür.

Şimdi bu konuyu neden yazdığıma gelirsek. İnsan ilişkilerinde yakınlık hassas bir konu. İletişim çağında yaşamamıza rağmen, hala yakınlıkla ilgili çözemediklerimiz var. Yakın ilişkiler konusunda açık bir dönem yaşıyoruz. Ama hala mahremiyete, hala dengeli iletişimlere hala sınırlara ihtiyacımız olduğunu görüntülüyoruz.

Bugün tekrar hatırladığım bir söz: İnsanlar kendi işlediği günahları çuvala basar, senin günahlarını alır duvara asar, diye. Yakın ilişkilerde sınırların ne kadar değerli olduğunu hatırlattı bu söz bugün bana yine. Bir büyüğüm öğretmişti, yaşadıkça kıymetini anlıyorum ben de.

Herkesle aynı yakınlığın kurulamayacağını, bazı insanlardan hep uzak durmak gerektiğini, iyi niyetin ne kadar çok suistimal edilebileceğini ve hassas bir ruha da sahipseniz, batan dikenleri taşımakta çok zorlanacağınızı da hatırlatır bu ikilem.

Hepimizin sorumlulukları, yükleri, zorlukları farklı farklı. Diken sayımız birbirimizden farklıdır. Ama insanız. Birbirimize iyi gelmeye de ihtiyacımız var. Tabi doğru insanlarla beraberken.

İnsan ilişkilerinde unuttuğumuz ilk şey kendimiz, karşı taraftan gelenler bizlere yansıyanlar. Kirpi dikenleri o yansımaları da ifade eder diyebiliriz. Doğru yorumu ile bize batan dikenler şifa da olabilir belki. Ama bazı insanların varlığı ve o dikenler yolumuza engel de doğurabilir.

İletişim uzmanlarını sıklıkla dinleyen ve onlardan birisi olma niyetiyle yola çıkan ben özellikle son haftalarda gördüm ki, doğru iletişim şifadır, iletişimi yanlış kullanmak da büyük bir cezadır.

Merhaba sevgili dost.

Ne zamandır burada yazmıyorum. Birikenler, dağılanlar, toparlanma derdinde olanlar derken plan dışına çıktık. Ama bir hedefimiz ve bir yolumuz var değil mi? O yol da sen ve ben, aslında hayalimizin mümkün olduğunu hatırlamak adına beraberiz. Daha sık burada olacağım. Senden beklentim senin de katkı sunman.

İlk ödevin ya da düşünmeni istediğim şey "Kirpi İkilemi".

Hayaline giden yolda dikenler daha çok karşına çıkıyor ise bendeki gibi dön bir kendine bak. Nerede yanlış yaptığına bir bak. Elbet bulursun cevabını.

Bulamıyorsan yaz konuşalım.

İletişim, sana zarar vermediği zaman iletişimdir, hatırlayalım.

Sonbahar temizliği zamanı geldi çoktan.

Var mısın "sil baştan" başlayalım?

Bu yıl kendine bir iyilik yapmak istiyorsan, tekrar söylüyorum, iletişim kur, konuşalım.

Bir merhaba, değişimin adı olsun.

Hayallerine giden yol da "İletişim" adımın olsun!

Züleyha.

 
Toplam blog
: 48
: 89
Kayıt tarihi
: 11.01.21
 
 

Profesyonel Koç Bağımlılık Danışmanı Sosyolog Yazar Latin Amerika Çalışmaları Uzmanı Analog Fotoğ..