- Kategori
- Deneme
Kış düşleri
Zaman kararsız adımlarla ilerliyor. Kimi zaman duruyor, kimi zaman hızla salınıyor. Kasvetli gökyüzü zamanı ağırlaştırıyor, kararsız kılıyor. Toprak üşüyor tüm katmanlarında. Kalabalık caddelerde insanlar, adımlarını nereye gideceklerini bilen bir kararlılıkla hızlandırıyor. Dünyayı ,yaşamı, pencereden izleyen çocuklar dalgın bakışlarını, aç bilaç kuşlara kenetlemiş, soruları yanıtsız kalıyor. Kendi düşlerini buluyorlar yanıtsızlık içinde…Çıkmaz sokaklarda şaşkın, labirentler kentinde, yolunu kaybetmiş ihtiyarlar. Evsiz kediler gülümsüyor, kah kaybolan, kah görünen güneşin ışınlarına. Sokak çocukları, uykuya dalıyor, yanan kasaların alevinden yansıyan sönük bir sıcaklıkta. Kıyıda köşede kalan kurumuş sonbahar yaprakları savruluyor üzerlerine, rüyaları kesintiye uğruyor köpek havlamaları arasında. Sarhoş bir adam yalpalarken sokağın köşesinde, paltosunu çıkarıp bir şarapçıya bırakıp, evinin yolunu tutuyor titreyerek kuru ayazda. Serçeler kafalarını boyunlarına gömmüşler kurumuş dalların kuraklığında uykudalar. Sabah oluyor hava açık, gökyüzü masmavi, havada kuru ayaz.. Bir çocuğun elinden kayıp gidiyor kırmızı kocaman bir uçan balon. Gökyüzüne uzanırken bir nokta olana dek sarı balon, bakıyor ardından çocuk, gülümsüyor gözlerinde özgürlük, balonla birlikteymişcesine, uçsuz bucaksız gökyüzünde. Özgürlüğün bedelini ödemez çocuklar. En azından tutsaklıklarından ağır değildir bu bedel. Dışında yaşamın, tamamen dışında bir kadın, kurduğu dünyanın griliğinde kayboluyor, seyre daldığı pencerenin ardında. Kendi ellerini tutuyor ve sığınıyor ellerinin sıcaklığına, çoğalıyor. hiçbir şeye uzatmıyor ellerini biliyor ki neye uzansa uzaklaşacak kendinden, ellerinden, çölde serap görmeye değmez diyor kendine. Uykularını kuşlara veriyor gecenin soluksuz suskunluğunda. Gözlerini kapatıyor. Gitgide donuklaşan ve yaşamın anlamsızlığını haykıran gözlerinde, yaşam boş bir tablo oluyor.. Neden nehirde sandal olmaya kalkışıyoruz. Nehir güvenilir değil mi? Bizi akıntısına kattığında neden ürküyoruz. Kadın kendini nehre bıraktığında ya kaynağa ya nehrin döküldüğü mavi bir göle varacağını bilse de bırakmaz nehre kendini. Oysa tekne alabora oluverir. Nehrin doğallığını, akışını bir çocuklar, bir de telaşsız edalarıyla kuğular yaşayabilirler ancak. Nehirde akıntıya karşı durmaya çalışan sandalda değil, nehir olmayı başarırlar.
Saide B. Erdağı