Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Kasım '15

 
Kategori
Deneme
 

Kısa denemeler

Kısa denemeler
 

Yine hayal alemindeyim, gözlerim hep uzaklara dalardı bu kez sıkıca kapattım, sanki gizledim hayalimi kimse görmesin diye.
Çok uzak bir diyardayım, kokular çok yabancı değil sanki, topraklar da Türk kokusu var, tanımıyorum neresi burası daha önce hiç görmedim, bir şeyler beni çekiyor. Her yerde dikili taşlar, heykeller var. Bir kablumbağ heykeli görüyorum, sanki canlı gibi yavaş yavaş bana doğru ilerliyor ya da ben ona doğru ilerliyorum o yavaş yavaş kaçıyor.
Gördüklerim karşısında nutkum tutuluyor. Nefesimi tutuyorum gözlerim etrafı daha bir detaylı incelemeye başlıyor, 3 iri taş tam karşımda duruyor, nasıl fark etmedim bunları diye hayıflanıyorum.
Koşar adımlarla ilerleyip birinin yanına ulaşıyorum. Dokunuyorum, hissediyorum üzerinde ki yazıları, sanki biri yaralanmış savaşta onu anlatıyor, üzülüyorum bilmiyorum ben bu dili, alfabeyi, harfleri..
Dokunuyorum, anlayamıyorum.. Bir den ellerimin üzerinde bir el hissediyorum aman Allah’ım yine sensin. Gözlerine bakıyorum, ellerin elimi yazıların üzerinde dolaştırırken o davudi sesinle “Barduk yirde edgüg ol erinç: kanıng subça yügürti sönüküng tağça yattı. Beglik urı oğlın kul boldu, işilik kız oğlun küng boldı.” Diyerek yazanı okuyorsun.
Ben anlamsız boş gözlerle bakarken, ne anlama geldiğini söylüyorsun bir çırpıda.
“Vardığın yerde eline geçen şu oldu: Kanın su gibi aktı. Kemiğin dağ gibi yığıldı. Bey gibi oğlun kul oldu. Temiz kız çocuğun odalık oldu.”
Ne muhteşem bir anlatım diyorum, sana dönüyorum ki kaybolmuşsun. Her hayalim de sen, uzak diyarlara bile gitsem sen, bilmediğim harfleri okuyan sen. Neylesin sensiz bu ben..


Ahu Öztürk 

 
Toplam blog
: 20
: 596
Kayıt tarihi
: 24.11.15
 
 

Sanki uzun bir yolculuktayım, cam kenarı yerim, geçerken bir dağ kenarından Ferhat'ı gördüm yorgu..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara