Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Kişilik bozuklukları

Kişilik bozuklukları
 

Bu yazıda kişilik bozuklukları hakkındaki zaten herkeste var olan ve genel yaşam tecrübelerimize dayanan bilgileri derlemeye çalıştım.

Bilimsel çalışmalar çerçevesinde sistemli bir hale getirilerek istatistiki verilerin değerlendirilmesi sonucunda uzmanlarca hazırlanmış olan ve dünya ölçeğinde kabul gören DSM-IV Mental Bozukluklar Teşhis Kriterleri ile rahatlıkla teşhis edilebilen kişilik bozuklukları aslında çok da yabancısı olduğumuz bir olgu değildir. Bir çoğunun kendimizde varlığını –kimi zaman acı ile- hissettiğimiz, çevremizdeki insanlarda gözlemlediğimiz, yakınlarımızdan bize yöneltildiğinde ızdırap içerisinde katlandığımız davranış şablonlarının aslında bir yaşam gerçeği olduğunun bir kez daha hatırlanmasını sağlamak istedim. Bu nedenle kişilik bozukluklarının tesbit edilebileceği bir grup test hazırladım.

Aslında katlanılması gerek taşıyanda, gerekse muhatabında son derecede zor olan bu davranışların kaynağına bakmak istedim. Nasıl ki şiddetli öksürük nöbetleri geçiren bir tüberküloz hastasına hastalığından dolayı kızmıyor, gürültü yapıyor diye tepki göstermiyor, aksine şefkatle yaklaşıyor isek, normal dışı davranışlarla karşılaştığımızda bu davranışlar ne kadar sıkıntı verici, terbiyesizce ve haksız da olsalar ve tepki göstermemiz ne kadar doğal, haklı, gerekli ve hatta zorunlu da olsa duruma bir de hoşgörülü bir bakış açısı oluşturmaya, muhatabınızın davranışının onun elinde olmayan faktörler tarafından belirlendiğine dair bir paradigmaya zihnimizde yer açabilmek istedim.

Kişilik bozukluğu bir anomalite durumudur. İç dengeyi bozan bir haldir ve bu toplumla, yakınlarımızla ilişkilerimizde sorunlar yaratır. Yaşam kalitemizi düşürür ve kişiliğimizde olumsuz bir bölge oluştururlar. İşin kötüsü bu bozuklukları fark etme güçlüğüdür. Bunlar kişiyi rahatsız etmediği gibi haz kaynağı da olabilir. Değişmek, değiştirmek kaygısı gütmez. Çevreye ve toplumsal yaşama uyum sağlamak ve bütünleşmek yerine kendisine uyulmasını bekler ve zorlar. Kişilik bozukluklarının yerleşmesi kişiyi olumsuz anlamda farklı, uyumsuz, huzursuz, mutsuz kılar. Kişilik bozukluğu içerisinde bulunan birisi yeterince olgunlaşamamış, strese karşı dayanıksız, empati yeteneğinden yoksun birisidir. Bu kişiler yaşamı yakınları için de çekilmez bir hale getirirler.

Çocukluk döneminde de ortaya çıkmakla birlikte genel olarak ergenlik döneminde belirginleşir. Oluşumunda tek bir sebep gösterilemez. Ancak en önemli etmen ana-babanın davranış ve yetiştiriş tarzıdır (başka bir deyişle ana-babanın kendi bozukluklarını çocuğa aktarmalarıdır), eğitim de ciddi bir rol oynar. Genetik faktörlerin varlığı, travmalardan da faktör olarak söz edilebilir.

Ancak şurası unutulmamalıdır ki her insanda zaman zaman yaşamın akışına bağlı olarak normal davranışlardan sapmalar görülebilir. Bu durum kişilik bozukluğu ile adlandırılamaz. Kişilik bozukluğu kişinin bütünlüğü içerisinde bir yer etmiş aynı doğrultuda bir çok belirtiden oluşmalı ve sürekli, istikrarlı bir davranış şablonu haline gelmiş olmalıdır.

Aslında gerek kendimizin gerekse yakın çevremizdeki insanların bir çok kişilik kusurlarının varlığını biliyoruz. Bunlar aslına bakılırsa kişiliğimize renk veren, özgünlüğünü sağlayan hatalar olarak çok da endişe verici değillerdir. Ne zaman ki bir yöne doğru niceliksel bir kayma ve yığılma oluştururlar, süreklilik ve istikrar arz ederler işte o zaman gerek taşıyan, gerekse çevresi açısından zorluklar başlar. Sosyal çevre ile başka bir deyişle yaşamla uyumsuzluk başlamıştır.

Kişilik bozukluklrı tedavi edilebilir. Psikoterapi, psikofarmakolojik tedaviler önerilebilir.

Bu çerçevede DSM-IV Mental Bozukluklar Teşhis Kriterleri ekseninde, test formatında 11 adet kişilik bozukluğu üzerine test hazırladım. Bu testlerde yer alan maddeler var veya yok biçiminde işaretlendirdikten sonra değerlendirmesi yapılabilir. Ancak doğru teşhisin uzmanlarca konulabileceği ve bir problem varsa onların çözüm bulabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.

Bu çalışma iki günde bir yeni bir test ile sürecek ve 11 kişilik bozukluğu irdelenecektir.

Sabrınız için şimdiden teşekkür eder , testlerde başarısız! olmanızı yürekten dilerim.

Test I:

PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Belirtiler :

1. Sürekli olarak başkalarının tutum ve davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlama ve aldatılmaktan, sömürülmekten, zarar görmekten kuşku duyma. İnsanlara Güvenememe. Bu davranışlarında yeterli bir sebep ve mesnet bulunmama.

2. Yakınlarının ve çevresinin kendisine karşı sadakatlerinden yersiz kuşku duyma.

3. Kendisi ile ilgili olarak her söylediği şeyin aleyhinde kullanılabileceğine dair mesnetsiz kuşkuları nedeni ile kişisel durumlarından ve sırlarından başkalarına bahsetmeme.

4. Olağan ve son derece sıradan söz ve davranışlardan bile kendisinin aşağılandığı veya tehdit edildiği anlamını çıkartma ve buna saldırgan tepki gösterme.

5. Kendisine karşı yapılmış olan haksız , kırıcı davranışlar ile kendisine beklediği değer ve önemin verilmemesini bağışlamama, asla unutmama ve sürekli olarak kin besleme.

6. Somut hiç bir neden olmadığı halde eşinin sadakatsizliğinden kuşkulanma.

7. İnsanlara karşı mesafeli davranma, genel olarak başkalarına karşı yakınlık ve sıcaklık duymama.

8. Hiyerarşik yapıya ve güç sahibi olmaya büyük bir önem ve değer verme. Zayıf , yoksul kişileri hor görme.

9. Toplum içerisinde genellikle diğer bireyler ile çatışma halinde olma.

10. Sürekli olarak çevrelerini tarama ve insanları değerlendirme.

Değerlendirme :

Bu bölümde sayılan kriterlerden dört ve daha fazlasının varlığı ile Paranoid Kişilik Bozukluğundan söz edilebilir.

Akrabaları arasında kronik şizofreni olanlarla, paranoid bozukluk olan ailelerde daha yaygındır. Genetik olarak yatkınlığın yanında özellikle çocukluk çağında problemli bir aileye sahip olma, sömürücü ebeveyn davranışları gibi nedenlerle oluştuğu gözlemlenmiştir. Kimseye güven duymayan, her davranıştan şüphe eden tiplerdir.

Toplumda yüzde 0.5-2.5 arasında bir oranda görüldüğü tespit edilmiştir.

 
Toplam blog
: 35
: 4404
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra İstanbul'da 21 yıldır serbest avukat olar..