- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kız evlat işte :)

Kız çocuğu bir başka oluyor.
Küçükken de büyümüş hali de farklı.
Gerçi oğlan anası olmadığımdan kıyaslama yapamam ama etraftaki arkadaşlarımdan gözlemlediklerim kız evladın yerinin başka olduğu şeklinde.
Malum, yaz geldi, okullar kapalı. Küçükhanım çalışıyor tatilde. Ben de hazır İstanbul'dayken, maaşını alınca annesine düşünmüş birşeyler.
Önceki gün onun iş çıkışı Galata köprüsünde buluştuk, alttaki restoranların birinde oturup balık yedik. Hesabı ödedim kalkıyoruz baktım garsona bahşişini bırakıyor usulca. Gerçi ben bırakmıştım ama hoşuma gitti düşünceli tavrı :)
Köprü tercihi onundu, İstanbul keyfi yapılacak yerler konusunda anlattıklarım boşa gitmemiş diye pek sevindim tabii :)
Oradan ilerde turşu yedik, Mısır çarşısına geçtik dolaştık, alışveriş yaptık, Eminönü'nden boğaz vapuruna yetiştik, on dakika sonra Beşiktaş'a geldik; akşam trafiğine girmeden püfür püfür bir motor yolculuğu hakikaten iyi oldu.
Minik bebem, zillim bana elbise almaya karar vermiş :)
Düşünmüş taşınmış beni de yanına alıp alışverişe çıkmayı münasip görmüş. Taksim' de Mango var, alt katı outlet mağazasıymış, bir elbiseye o kadar para vermektense alt kattan dünyanın şeyini alırız diye gelmiş aklına.
Hesapçıdır biraz :)
Gittik ertesi gün, indik aşağı alışverişteyiz. Epey bir şeyler aldık, denk gelirse hakikaten güzel şeyler çıkıyor. Benimki hep oradan yapıyor alışverişini. Üst katta beğendiği bir elbisenin yüksek fiyatını görünce ''haftaya aşağı iner oradan alırım.'' dedi, bir yandan da bana anlatıyor orası outletmiş ama defolu, hatalı değilmiş, sezonu biten, modeli biten kıyafetleri aşağıda satışa veriyorlarmış. Öğrenci bütçesiyle takip edip oradan alıyormuş beğendiklerini.
Kaşmir bir kışlık ceketi 10 TL ye aldığını görünce kışın ''afferim'' dedim kucaklayıp öptüydüm kışın :) Etiketinde kaşmir olduğu belirtilmiş, üstelik kullanım ve temizleme talimatı olan bir kitapçıkla beraber vermişler.
Alışveriş sırasında anneler ve kızları arasında olan o açıklanamaz şeylerden birini de yaşadık:
Ona da elbise bakıyordum, birini beğendim ne kadar yakışır diye düşünüp çağırdım bakması için. Ne göreyim? Aynı elbiseyi o da başka askıdan almış ''nasılım'' diye göstermeye geliyor :)
Gözlükçüde birbirimizden habersiz aynı renk ve modelde gözlük çerçevesi seçmişliğimiz var vaktiyle :)
Beşiktaş'ta kışın çarşıdaki mağazalardan birinde bir bot beğenmiş, ona göre numarası yok diye ağlamaklı çıkmış mağazadan. Ondan yarım saat sonra aynı mağazaya gidip aynı botu ben almışım :) Evde görünce oturup ağlayacaktı kahrından, neyse şubelerini depoyu aratıp ona da buldurduk aldık o zaman.
İnanılmaz rakamlara alışverişimizi tamamladık çıktık, İstiklalde geze geze dolmuş durağına yürüyoruz. Vitrinlerde ona beğendiklerimi beğenmiyor herkeste var diye istemiyor zilli :) Şimdi moda olan şeyleri geçen yıl o giyiyormuş da, kimselerde yokmuş da bu sene ayağa düşmüş de giymezmiş de, istemezmiş de aman ki ne aman :)
Kız çocuğu böyle işte :)
Küçükken eline geçirdiği vitrin örtüleriyle temizliğe kalkardı bana yardım için :)
Ufacık, minicikti :)
Büyümüş de annesine elbise alırmış :)
Alışverişe çıkarırmış :)
Ona kıyamadım hesabı ben ödedim o ayrı :)
İnsanın hoşuna gidiyor evladının böyle halleri :)
Ne biliim, pek ağlamaklı oldum :)
Yaşlandım galiba :)