Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Kızını dövmeyen dizini mi döver!

Kızını dövmeyen dizini mi döver!
 

milliyet.com.tr'den


Artık halk arasında mitolojik öyküler gibi "kesik baş hikayesi" olarak anılmaya başlanan Münevver Karabulut cinayeti esrarını koruyor.

Cinayeti gündemden düşürmeyen de, katil zanlısının aylar sonra bile yakalanamamış olması.

Olayda bir "cinayet" boyutunun da ötesinde; vahşi ve sapkınca bir öldürme tutkusu söz konusu..

Bu cinayeti işleyen kişinin, benzeri başka cinayetler işlemiş olması, ya da işleyemeye aday bulunması da kuvvetle muhtemel..

Yani "sapık aramızda" durumu sürüyor.

Ancak, İstanbul "emniyet" müdürü Sayın Cerrah, verdiği bir mülakatta, kızlarının katilinin bulunması için sokaklara düşen aile için, " kızlarına sahip çıksalardı ya.." diyor.

Bu sıradan bir söz değil; çünkü sıradan bir ağızdan çıkmıyor.

"Kızına sahip çıkmak!.." Bir şehrin, hem de ülkenin en büyük şehrinin Emniyet Müdürü iseniz bunu söylemeniz çok kolaydır. Çünkü sizin çocuklarınız- varsa eğer kızlarınız- sürekli bir korunma ve kollanma halindedir. Yani her şekilde "emniyet"leri tamdır.

Ama sıradan vatandaş için, "kızına sahip çıkmak" o kadar da kolay değildir, bu zamanda... Ne yapacaksınız, koskoca şehirlerde bir hafiye gibi kızlarınızı takip mi edeceksiniz.. Onların 24 saat ellerinden düşürmedikleri telefonlarını dinleyip kimlerle konuştuğunun peşine mi düşeceksiniz??

Yahut, işinizi gücünüzü bırakıp bilgisayarlarının "hard disc" lerinin çözümünü yaptırıp MSN konuşmalarını mı deşifre edeceksiniz?

Bir baba olarak ne yapacaksınız, nasıl yapacaksınız??

Yoksa, eski zamanlardaki gibi, sonradan "dizimizi dövmemek" için, önce "kızımızı" sıkı bir dayaktan mı geçirmeliyiz.. Bunun bir faydası olacağına inanır mı acaba Sayın Cerrah!..

Olmamış Sayın Cerrah olmamış.. Eğer ortada bir "emniyet" sorunu varsa, bu öncelikle sizin sorununuz olmalı..

Eğer, bizler kız babaları olarak kendi emniyetimizi kendimiz sağlayacaksak, o zaman size ne hacet var??

Bunca zamandır yakalanamayan "zanlı" nın mahcubiyetini duyacağınıza, yüreği dağlanmış ana-baba'ya "siz de kızınıza sahip çıksaydınız" demeniz, biraz da "biz bu katili yakalayamayacağız" demeye gelmiyor mu?

Bizler, bin bir külfetle büyütüp yetiştirtiğimiz kızlarımızı eve hapsedemeyiz. Okullarına giderler, işlerine giderler; gezmeye, dolaşmaya giderler.. Çoğu zaman da, ailenin nasihatlarını dinlemezler.

Ama sokakları "emin" kılmak sizin göreviniz.. Hiç değilse, bu sapık katilleri bir an önce yakalayıp vicdanları rahatlatmaktır yapmanız gereken..

Böyle, afaki akıllar vererek, daha da sızlatmak değil..

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 299 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..