Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

18 Aralık '07

 
Kategori
Felsefe
 

Kızmış yazılar-1- (Fare, perde, imla)

Kızmış yazılar-1- (Fare, perde, imla)
 

Hızlı koşar fare, yakın düşer. Yavaşlar, seyrekleşir düşenler.

Tiyatro sahnesinin perdesi aralandığında, oyuncular, oyun boyunca arkalarındaki sahnenin perdesini anlatırlar. Seyirciler, perdeden geçip seyre gelirler.

Bir yazıya sesini imla verir. “Koşacağını, yorulunca oturacağını, yürüyeceğini, haykıracağını, susacağını, gözünü, sözünü, uykusunu, süsünü verir imla, ” derler.

Kalemi eline alan, isyankârdır. Çaresiz de denebilir. Eğer yazgıysa, lafı edilmez. İsyankâr fare, sıçan yani, aklına gelenleri dizer, çalar, savar. Mutlaka seveni çıkar.

Sevdiğinden değil, tüketmekten, bir de zaman dolsun akşama muhabbetleri.

Derin söz, özün içinden gelirken seveni pek olmaz. “Sevmek emek ister, ” derler, emek sevmez tüketenler.

Yazıya imayı verecekken, “imla sanat, ” derler. Sanat ortak dilse, aynı ifadeleri severler. Ama anlatılmamışsa, ne de bilinenler, çıplak gerçek yani, sanat bildik kalıplarında sendeler.

Perde aralanır, oyunların içinden geçilir, doğru yoldaysa izleyenler, diğer perdeye geçilir. Gerçek, içli setler çeker, özüne inince yeni perdelerle kendini gizler.

Ölüm dersiniz, ”sonrası, ” der, ölüm dersiniz “son.” der. En gerçek ve dışı perdelenir ve sizinle gider.

“Sen onlardan daha mı iyi bileceksin?” doktrini, tüketen sever.

İmla tüketilmeyi sevmez, hatta ulaşılmayı. “Ortak dil bulacağız, tüm derdimiz bu, ” derler.

Bla bla bla bla…

Tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar…

Ara sıra kavga çıkar, hareketlenirler, sonra yeniden: Tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar. Güvenlidir tekrarlar; çamur sıçratmaz üzerinize.

Perde, sıçan, imla.

Perdeye fare imla, sesi veremez olur. Sesini vereceği zaten onun için baştan yoktur.

Kurguladıkları dünyada karın ağrılarını hapisliklerle taçlandıranların ellerinde, hapis kalır kalem. “Dur!” diyen olmaz.

Koş diyen de olmaz. Ne dur ne koş, fare bırakır mayınları, her yere, sürter durur.

Her sıkılanın elinde kalır. Diğerine gider. ‘Boş zamanlarımda kitap okumayı, tiyatroya gitmeyi, sinemaya gitmeyi severim, ’ diyenin elinde canı çıkar. “Boşun buysa, ” diyemez.

At terler. Kalite düşer. Anlayacağınız fare fareye.

Kıvırıp taşı yerine sokunca, fare rahatlar.

Taş gediğine oturunca, yazı rahatlar.

Hava, civa, eften püften, üfür… yelli yelli.

Aha savaşlar, sizlerin çözümü belli.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..