Köfte mi istersiniz ciğer mi?

Güneşin yakıp kavurduğu sokaklarda adeta koşarak işlerimizi bitirmeye çalışıyoruz. Zerrin karnının acıktığını söylüyor. Ben de “Buralarda bir yerde ızgara köfte yapan bir yer olmalı” diyorum. Ömer çevredeki esnafa soruyor. Onlar da bize Adalılar Izgara Salonunu öneriyorlar.

Henüz daha kent dokusu bozulmamış olan Milas’tayız. Bulunduğumuz kısma Milas Arastası diyorlar. Milas, kültürlerin kaynaştığı çok kültürlü bir kent. Daracık sokaklarında gezinirken önünüze birden Zeus, Hera, Demeter, Apollon, Aphrodite, Hekate, Artemis, Asklepios, Nike, Serapis, Eros gibi tanrılar ve tanrıçalar sokak aralarından fırlayıverecek gibi.

Farkına varmadan Baltalı Kapıdan geçip kültürlerin kırıldığı birçok noktaya doğru yol alırken kentin bakirliği içinde huzur buluyorsunuz.

Milas sokaklarının gizemini çözmek ise zordur diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Çünkü Milas sokaklarında yürürken geçmişte dolaştığınızı görüp heyecandan yolunuzu şaşırıp gideceğiniz yeri bulmakta zorlanabilirsiniz.

Milas Arastası 18. yüzyılda Milas’ı yöneten Abdülaziz Ağa tarafından 1719–1720 yıllarında yaptırılan Çöllüoğlu Hanı, Belediye ile Belen Camii’nin yanındadır. Kentin merkezinde, çevreye hâkim, eski kent mimari dokusunun bozulmadığı sizi geçmişe götürecek bir yerdir. İşte o kavurucu güneşin sıcaklığını adeta hissetmeyerek sivil mimarinin paha biçilmez örneği ile karşı karşıyaydık. Arastada hizmet veren esnaflar da mimari dokunun bozulması için gayret sarf ettiklerini ifade ediyorlar.

Karnımız acıkmıştı ve biz gideceğimiz yeri bulmuştuk Sizler de Milas’ın henüz daha yitirmediği tarihi dokusunu görmek isterseniz yolunuzu bu taraflara düşürüverin.

Uğrak yerimiz Adalılar Izgara Salonu tabelasında öyle yazıyor. Yan yana iki dükkândan oluşuyor. Bir tarafta kömürde ızgara yapılan kısım, diğer tarafta dört masa ve çevresinde sandalyelerle müşteriyi ağırlayan kısım. Bir de kapının önünde üç masa var. Biz hemen kapının önündeki masalardan birine açlıktan adeta çöktük.

“Adalılar Izgara salonu bize babamızdan kaldı. 43 yıldır burada doğal dokuyu da koruyarak hizmet veriyoruz. Ciğer mi, köfte mi istersiniz?” diye bize hoş geldin diyen Adalıların güler yüzlü sahibi bembeyaz önlüğü ile karşımızda duruyordu. Biz birbirimize baktık. Ciğerin tadını bilmediğimiz için birer porsiyon köfte istedik. Ama aynı sevecen bir sesle Ercan Yalçın; “Az ciğer vereyim. Bir deneyin. Memnun kalacağınızı düşünüyorum” dedi. Öylesine kendinden emindi ki ciğer yememek olmaz diye düşündük. Ortaya az bir ciğer yapmasını söyledik. Önce ciğer geldi. Birer parça aldık. Ercan Bey haklıydı. Ciğerin muhteşem bir lezzeti vardı. Tadı damağımızda kaldı. Köfteler daha da lezzetliydi. Yanında roka, soğan ve maydanozla yaptıkları salata enfesti. Ercan Bey tekrar yanımıza geldi; “Çay mı, kahve mi içersiniz?” diye sordu. Biz de “Bu lezzeti nasıl yakalıyorsunuz?” diye sorduk. Ercan Bey; “Burada yenilen her şey günlüktür. Akşama buzdolabında hiçbir şey kalmaz. Her sabah ciğer, et, sebzeler taze alınır. Bazı günler saat 15.00 te elimizdeki malzeme biter ve salonumuza gelen müşteriye hizmet veremeyiz. Müşterimiz de biz de üzülürüz. Bu nedenlerden ötürü salonumuz ünlülerin de uğrak yeri olmuştur.” Çayımızı içtik kalktık ama aklımız ciğerde kalarak oradan ayrıldık.

Eğer yolunuz bir gün Milas’a düşerse siz de Adalılar Izgara Salonunu mutlaka ziyaret ediniz. Milas Arastası da görülmeye değer. Yanındaki Çöllüoğlu Hanı Belen Camii ve Belediye Binası ile birlikte bozulmamış kent dokusunu görmek için zaman azalabilir. Siz iyisi mi yolunuzu Milas’a düşürüverin. Eminim henüz daha yok olmamış kültürlerin izini yakalamak benim gibi sizi de çok heyecanlandıracaktır.

Adalılar Izgara Salonunun telefonu 0252 512 28 12 dir. Telefon edebileceğiniz gibi tarih ve kültür arasında Milas sokaklarında gezinirken ansızın giderseniz daha iyi olur…

Afiyet olsun.