Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Komplo teori sapkınlığı

Sadece Dünyada değil Türkiye’de de hemen her alanda olduğu gibi dillere pelesenk olan bir kavram olan ‘komplo’ son günlerde hemen her insanın ağzında, her ne kadar anlamı ve kullanıldığı yerlerle ilgili basma kalıp bilgiye sahip olsa da insanlar popüler olan ve yeniye duyduğu ilgiyle, ülkemizde ise cehalete rağmen konuşmaya bir gizem ve bilgi katmak amacıyla kullanıldı. Hani kelimenin sözlük anlamına bakılsa ( bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar,gizli düzen ) ülkemizde yaşayan her birey bunu çok net anlar, sanatta başlayıp siyasete oradan da bakkal Ali ve üst kat komşu Sultan hanım için bile kullanacak şekilde bu kavramu konuşma ve yaşam içinde dizayn eder.

Girişi neden böyle yaptığım ile ilgili gündem ve siyasi parti liderlerinin son üç haftayı aşkın bir süredir dillerinden düşmeyen “komplo teorisi” tezleri ve antitezleri çokça duyduğumuz için bunu yazdım, evet insanlar artık ‘Gezi parkı’ hakkında yazı okumak, düşünce dinlemek, nasihat almak istemiyor, ancak ortaya atılan ve neredeyse her kesimin farklı yorumlayıp algıladığı nur topu gibi ‘Komplo Teorisi Sapkınlığı/ Seviciliği’ başladı.

Bu düşünceyi her fırsatta dile getiren Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN bu konuda liderliği kimseye bırakmaya niyetli değil, hal böyle olunca uzun süredir çevresinde öbeklenip gelişen dalkavuk ve yalakanın da verdiği/yönlendirdiği yanlış bilgiler ışığında gerginlik bir türlü düşmüyor. Son bir haftadır resmi yetkililerin verdikleri demeçleri alıp yaklaşık üç haftalık zaman dilimi ile verdikleri demeçlerle yan yana bıraktığımız zaman aslında olayların ve yaşananların iç yüzü çok net görülüyor. Son bir haftada neredeyse ağız birliği yapmışçasına resmi devlet yetkilileri ve AKP ile Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a her fırsatta yalakalık yapan bilumum güruh “Olayların Başlangıcı Komplo ve 3 Ay, 6 Ay öncesinden planlandı, duyum ve bilgilerimiz var” mihvalinde çeşitli açıklamalar yapmakta.

Şimdi objektif bakan ve yargısız davaranan vicdan sahibi insanlar bu durumu biraz farklı ve eğlenerek inceler, çünkü ülkemizde yaşanan binlerce olay ve eylem sonrası yetkili muhattapların yaptıkları açıklamalar hemen akıllar gelir ve sizin komplo teorinize bir antitez olarak sorular şekilnde geliverir. Çok uzaklaşmadan yakın zamanda ülkemizi kan gölüne çeviren ve acı içinde bırakan roboski katliamı ve emir verenleri bilmeyen ve bir türlü öğreneyemeyen, Suriye’den sızıp istihbaratı alınan ve uyarısı yapılan bombalamalara engel olunmama nedenlerini sormazlar mı? Bunu ilerletip ülkedeki yargısız infazlardan kayıplara, faili meşhullerden gözaltında ve/veya aleni saçma nedenlerle ölümlerde aynı hız ve duyarlılığı isteme hakkı ile sorular sormayı gerektirmez mi? Yoksa bu tür soruları soranlar yine belirtildiği gibi “dış mihrak” odaklı olarak ötelenip duyulmayacak mı?

Bu çerçevede aslında vicdan sahibi ve akli selim Siyaset, yine aynı şekilde vicdan ve akli selim sahibi Toplum ve Yapı Taşları olan Akademisyen, Sanatçı, Bilim İnsanları, Entelektüel ve Aydınları ile ilişkisini doğru oranlı, çıkarsız kurmak zorundadır, bunun karşılıklı olması önemli, doğru ve değerli olanıdır. Aralarındaki ilişki çıkar ve menfaat skalası ile devam ediyorsa birileri bir yerden görüp o skalayı hem karalar hem de içine ciddi şekilde çomak sokar. Masum başlayan ve ilk günlerinde masum devam eden tepki eylemi için insanlar sizlere sürekli olarak şunu sormuyor mu? Sabah dört sıralarında kim o çadırları yaktı, kim o emirleri verdi, kimler ve nasıl orantısız güç ve şiddet kullanılmasına aracı, yardımcı ve aktör olarak rol aldı. Tüm bunları herkesin kendi kendine ciddi şekilde sorması gerekir, ancak siyasetçi ve iktidarın, dolayısıyla Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bunu sorarken sesli cevaplar verip ciddi şekilde tarafsız sorgulaması lazım.

Şuna herkesin gerçekten inanması gerekir, özellikle her fırsatta yaşananları ‘komplo teorileri’ ile açıklayıp süsleyenler, Gezi Parkında bir tepki oluşturan ve başlatan gençler; Her türlü hiçleştiren ve yok gören tavra en güzel cevabı veren gençler, hayatın ve yaşam tarzı ile insan erdemlerinin her türlü ideoloji ve izm’den yüce ve değerli olduğunu bizlere gösterdiler. Yaşam tarzı ile yaşam alanlarına müdahale edilmesine izin vermeyeceklerini açık ve yüksek perdeden gösterdiler, her türlü demagojik söylem ve ifadeye kapalı olduklarını mütevazı şekilde gösterdiler. Muhatap olduklarını ve geleceğin kendi ellerinde şekilleneceğini bildiklerini, her türlü sistem ve yapının başta zihinsel sonra fiziksel güç ve isteklerine, kısacası varlıklarına ihtiyacımız olduğunu bildiklerini gösterdiler. Kandırılamayacak kadar zeki, aşağılamayacak kadar mütevazı ve hayatlarını feda edebilecek kadar özverili olduklarını gözlerimize, kulaklarımıza ve en önemlisi ezber yaşayıp/düşünen ve konuşan beynimize çok güzel şekilde kıvırıp soktular. Her fırsatta demeç veren bilumum politikacı ve siyasetçiyi sadece dinleyip sosyal medyadan o muhteşem zekâları ile bazen duvar yazısı, bazen döviz bazen de çeşitli paylaşımlarla ne kadar ciddiye aldıklarını gösterdiler. Yaratıcılıklarını sadece sergilemediler, incitmeden ve yukardan bakmadan herkesi ortaklaştırıp gözlerimizde/ yüreğimizde/beynimizde basmakalıp düşünce ve yaklaşımlarla ötekileştirip uzaklaştıklarımızı ellerinden tutup başlarının üzerinde taşıyıp hepimizi utandırdılar. Aynı karede yan yana getirmeyi düşünmediğimiz, bırakın düşünmeyi hayal edemediğimiz her kesimi bir araya getirip sadece Türkiye değil Dünya’ya İNSANLIK DERSİ verdiler, hem öyle böbürlenip kasılmadan bu dersi verip yaşamlarına devam ettiler. Bizler son üç haftada önce GENÇLERDEN ÖĞRENDİK ve DERSLER aldık, aldığımız dersleri belleklerimize iyice yerleştirip, geçmiş alışkanlık ve tortularımızdan hemen sıyrılmamız gerektiğini öğrendik.

Bu ülkede yaşanan ne olursa olsun ‘komplo teorileri’ ile açıklamaya çalışmak tıpkı cevap verilemeyen soru/sorunları bilerek ve isteyerek ötelemek niyetinin deşifre olmasıdır, bunu farklı ve renkli kelimelerle de ifade edebiliriz ancak Siyasi Liderler ve Aktörleri kelime dağarcıkları ve bilgilerini güncelleştirip geliştirmek ve bireysel eğitimlerini mutlak suretler arttırmak durumundalar. Yeni nesil gençler çok ciddi olarak bireysel eğitimlerine önem vererek yetişiyor, yukarda belirttiğim gibi mütevaziliği elden bırakmıyorlar, çünkü kendilerine ahkam kesen yetişkin ve siyasetçilerin, kendilerine göre nasıl olması gerektiğini sıralar ve beklentilerini açıklarlarsa insan içine çıkamayacaklar vardır. Gençlere göre bir Siyasetçinin; Sosyoloji bilmesi gerekir, hem de sadece sözlük anlamıyla değil ‘biliyorum’ demekle de değil, hitabında, günlük yaşamında pratik göstergeleri ile bildiğini göstermesi gerekir. Kitaplarda yazılı olanlar güzeldir, okunması da güzeldir, hele tüm bunlar hakkında bilgi sahibi olmak daha güzeldir, ancak mükemmel olan tüm bunları yaşamda uygulamak ve uygulanmasını sağlamaktır. Siyasetçinin; Sosyal Bilimlerden ( bknz.vikipedia/sosyal bilimler) ve Fen Bilimlerinden ( bknz.vikipedia/fen bilimleri) ve başlıklarından haberdar olmalı, mutlaka bu alanlardan birinde çalışmalar yapmış olması gerekir, dil bilmesi gerekliliği gibi daha yüzlerce gereklilik sıralanır.

Terbiye etmeye ve akıl vermeye çalıştığınız insanların sizlere verebileceği cevapları düşünerek konuşmak en güzelidir, konuşurken birbirini dinlemek, dinlediklerimiz karşılıklı olarak anlamak ise olması gerekendir, tüm bunlardan sonra birbirimize hoşgörü ve sevgi ile yaklaşmak ise mükemmel olanıdır.   

 
Toplam blog
: 18
: 271
Kayıt tarihi
: 30.08.07
 
 

01.06.1968 yılında Diyarbakır Merkez Hançepek Mahallesinde dünyaya geldim; İlk-Orta-Lise ve Diyar..