- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kömürcü çocukla, yaşlı adam

Çok karlı ve soğuk bir kış günü küçük çocuk üzerindeki uzun entaresinin içerisinde titreyerek annesi ile birlikte sokak sokak dolanıyormuş. Amaçları, sokağa atılmış yanmış "kok kömürü" artıklarından tekrar yanabilecek olanları toplayıp, evlerine götürmekmiş. Evlerinde soba yerine kullandıkları bir yağ tenekesinin içerisinde topladıkları atık kömürleri yakıp ısınırlarmış.
Yine yorgun, yine "donmuş" bir halde bir büyük dükkanın önünde ki atık kömürleri eşeliyorlarmış. Dükkanda ki yaşlı adam küçük çocuk ve annesini içeriye çağırmış. Sobanın kenarında ısınmalarını söylemiş. Sıcak birer çayda ısmarlamış. Küçük çocuk ve annesi ayrılırken onlara iki "kocaman" teneke dolusu "yanmamış" kömür vermiş!
Yıllar geçmiş. Bizim yaşlı dükkan sahibi daha da yaşlanmış. Birgun sobasının başında ısınırken dükkana birisi yaşlıca bir bayan ile havacı bir subay gelmiş. Yaşlı adam saygı ile yerinden kalkmış:
"Buyurun, buyurun Komutan bey! Buyurun." demiş.
Havacı subay gözlerinde çok sıcak bir gülümseme ile;
"Amca rahatsız olma! Biz annemle hem elini öpmeye, hem de varsa bir sıcak çayını içmeye geldik!" demiş.
Çaylarını içmişler. Yaşlı adam merak edip sormuş:
"Hayırdır Komutan bey?"
Havacı subay yaşlı adamın ellerini avuçlarının içine almış:
"Amca hatırladın mı? Bugün ki gibi soğuk bir kış günü, beni ve annemi dukkanına davet edip yine çay ısmarlamıştın!"
Yaşlı adam o soğuktan donan beyaz entareli çocuğu hic gözünün önünden silemezmiş. Hıçkırıklar boğazına toplanmış ama, ağlayamamış...