Komutan

Milliyet’te 3-7 kasım tarihleri arasında ‘’PKK'yla geçen 24 yılın komutanları" başlıklı yazı dizisi yayımlandı.

Türkiye’ye yönelik terör başlayalı çeyrek asır olmuş. Milyonlarca vatansever Türk genci benim gibi bu dönemde vatan görevini yaptı. Sahte rapor almanın aşağılanma olduğunu düşünerek vatana hizmet ettik. Milletvekili de olmadık.

O günün çocukları, bugünün gençleri. Terör haberleriyle doğdular. Terör haberleriyle büyüdüler. Mehmet oldular. Terörle mücadele ettiler.

Bugün yine Gabar’da teröre karşı koydular.

4 Şehit verdiler.

Bu vatan için yeterince şehit verdik. Bunun son olmasını dilerim.

Bunun son olabilmesi içinse kararlı adımlar gerekiyor.

Fikret Bila’nın ‘’PKK ile geçen 24 yılın komutanları’’ yazı dizisi PKK ve Kürt sorununa farklı yaklaşımların ortaya konduğu, kalıcı kararlara yol gösterecek bir belge.

Farklı tespitlerin ve değerlendirmelerin bu süreçte görev yapmış komutanlardan gelmesi konuyu daha da önemli hale getiriyor. Bir çok söz hatanın itirafı niteliğindedir.

Fikret Bila’yı da kutlamak gerekir. Bu tarihi belgeyi hazırladığı için.

Orgeneral Aytaç Yalman’ın ‘’Kürtler yok dedik sorunu göremedik’’, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in ‘’12 Eylül’de hatamız da oydu. Kürtçe konuşmayı yasakladık’’ şeklindeki ifadeleri itiraf niteliğindedir.

Emekli Genelkurmay başkanı Orgeneral Doğan Güreş daha büyük bir tehlikeye dikkat çekiyor. ‘’…Hakkâri gitmiş Barzani'nin olmuş. 'Alın sizin olsun' dendiği anda ne olacak biliyor musun? İstanbul'daki bütün Kürtleri Türkler kovar. Uluslararası açıdan baktığımızda; acaba büyük Kürdistan'a gidiliyor mu? Evet, gidiliyor. Emareleri belli... Sorunun iç boyutuna bakarsak... Şimdi ana dillerini kullansınlar, kültürlerini yaşasınlar, folklorlarını oynasınlar tabii..." diyen Güreş haksız mı? Soruna çözüm üretilirken bu boyutu daima göz önünde tutulmalı.

Bu sözler çok önemlidir. Yol göstericidir. Siyasetin elini güçlendirecek niteliktedir. Evvelden birçok komutan sorunun ekonomik ve sosyal boyutuna dikkat çekmiştir.

Ama bu Sayın Doğan Akın’ın değerlendirme yazısında ifade ettiği gibi muhasebe ve özeleştiridir. Muhasebe ve özeleştiri de eksilerin ortaya konması yöre halkının desteğinin yeniden kazanılması yolunda ciddi bir adım olarak değerlendirilmelidir.

Geçmişte yapılan terörün eline koz olabilecek uygulamaların değişmesi, alt düzeyde de olsa terör örgütüne sempati boyutunun zayıflamasına neden olacaktır.

Bu tarihi belgeden siyaset gerekeni almalıdır.

Terörle aynı kararlılıkla mücadele edilmelidir.

Bu mücadele sadece dağdaki teröristle yapılacak şeklinde anlaşılmamalıdır. Terörün siyasetteki destekçilerinin deşifre edilmesi terörün yok edilmesinde büyük kamuoyu desteği sağlayacaktır.

http://www.milliyet.com.tr/2007/11/13/yasam/yas00.html