- Kategori
- Tarih
Komutanlık yeteneği
Komutanlık büyük bir yetenek işidir. İnsanı sevmek ister. Komutan askerini sever, korur, kollar. Komutan için askerin hayatı çok önemlidir. Yeri gelir ölüme gönderir ama ne zaman ölüp ne zaman yaşayacaklarına da komutan karar verir. Komutanları güçlü kılan da askerin onlara bağlılığı, koca ordunun canlarının onlarının elinde olmasıdır. Güçlü komutan, güçlü devlet adamlığı; gerçekleri görme, jeopolitiği hesaplama, ülkesini en kötü durumlarda bile asgari düzeyde zararla kurtarabilme yetisidir. İtilaflara yardım için gönderildiği Samsun’da emirlere karşı gelmektir. Amasya Genelgesini beraberindeki komutanlara imzalatmaktır. Vatan müdafaasında vatanperver komutanlarla omuz omuza çalışmaktır. Kütahya- Eskişehir savaşında geri çekilme, orduyu Sakarya’nın doğusuna çekmektir. Sakarya Savaşı öncesi tekalifi milliye emirleridir. Çanakkale’de ordusuna size ölmeyi emretmektir.
İyi bir komutan emir almasını bilen, emir vermesini bilen komutandır. Tıpkı Mustafa Kemal Anadolu’ya geldiğinde İstanbul’dan gelen emirleri takmayarak Anadolu’da görev yapan komutanlara ‘’ordularınızı terhis etmeyin, silah ve cephaneyi itilaflara teslim etmeyin’’ emri gibi. Anadolu’da vatansever komutanlar çaresiz, kurtuluş yolları ararken ve Mondros’un koşullarını uygulamak zorundayken Mustafa Kemal’in emirlerini dikkate almış devlete ihanet etme pahasına onun yolundan gitmiş ve emirlerine itaat etmişlerdir. Öyle ki Kazım Karabekir’in kıdem olarak Mustafa Kemalden üstün olmasına rağmen ‘’ emrinizdeyim Paşam’’ sözü askerliğin nasıl kutsal bir meslek olduğunu göstermektedir. Ego yapmadan, liderlik mücadelesine girişmeden bütün emirleri aynen uygulamıştır. O iyi bir askerdir emir almasını bilmiştir; Mustafa Kemal iyi bir askerdir emir vermesini bilmiştir. Yaptıkları her şey vatanın selameti içindir. Bu davranışları sayesinde Anadolu halen Türk yurdudur.
Doğru emir yerinde ve zamanında verilen emirdir. Emir askeri ziyan etmemelidir. Asker ölür, vatan için askerin ölümü kutsaldır. Analar oğullarını askere kınalayarak gönderir. ‘’ ölüme git’’der, ’’ sakın yüzümüzü kara çıkarma’’ çünkü can fedası vatan içindir. Komutan bu kutsal vazifede doğru, ayrıntılı, mantıklı bir strateji izlemezse sonu felaket olur. Askerin ölümü şehitlik değil cinayet olur. Mustafa Kemal böyle durumlar için ‘’Harp zorunlu ve hayati olmadıkça cinayettir.’’ demiştir. Vatan müdafaası söz konusuysa asker de ölür komutan da ve hatta hükümdar da. Ancak savaş zorunlu değilse askerin ölümü kabul edilemez. Komutan nasıl emir verebilir askerine, nasıl ölüme gönderebilir? Savaşlardaki ölümleri kutsallaştıran da zaten savaşın zorunlu olmasıdır.
Komutanlar savaş meydanlarında bir nevi ülkenin kaderini belirleyen kişilerdir. İyi komutan durumu çabuk kavrar, zamanı gelir gelmez çabuk kararlar verir ve kararını enerjiyle uygular. Komutan bir olayı her açıdan her şeyi tartarak inceler, her şeyin özünü bulur. Mustafa Kemal Çanakkale savaşında sorunun temelini görmüştür. Normalin dışında bir savaş stratejisi izlemiştir. Çünkü Çanakkale’de boğazlar tepelerden oluşmaktadır. Ordunun geri çekilmesiyle tepeler kaybedilecek, düşman askerlerinin boğazlardan girişi için bu tepelerin alınması için yeterli olacaktır. Mustafa Kemal bu gerçeği görmüş ve ne olursa olsun askerin geri çekilmesine izin vermemiştir. Askerlerine, ölün ama geri çekilmeyin, demiştir. Çok sayıda vatan evladı kaybedilmiş ama toprak kaybedilmemiştir. Zafer büyük komutan Mustafa Kemal’in ve ona yürekten bağlı, vatansever Mehmetçiklerin olmuştur.