Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Köpeğin vahşisi, İnsanın cahili - Hayvan adları ve Biz

Köpeğin vahşisi, İnsanın cahili  - Hayvan adları ve Biz
 

Hayvanlar bilselerdi adlarının bizim dünyamızdaki anlamlarını...


Hâşâ, hayvan düşmanı değilim. İçlerinde sevdiklerim var, sevmediklerim var. Korktuklarım var, sempati duyduklarım, uzak durduklarım, yakın olduklarım var.

Pek çok hayvanın bildiğimiz ya da bilmediğimiz nedenlerden ötürü bu dünya için gerekli olduklarına da kesinlikle inanırım.

Bu dediklerimi o yerküredeki ortaklarımız, arkadaşlarımız, düşmanlarımız olan hayvanlarla ve onların önemleriyle, sırlarıyla, kazandırdıkları ve kaybettirdikleriyle birlikte şimdilik bir kenara bırakıyorum.

Hayvan adlarının insanlarda sıfat olarak kullanılmasını ele almak istiyorum.

Dünyanın neredeyse bütün kültürlerinde kabul edilmiş lakaplar, unvanlar, rütbeler bakımından hayvan adlarına değinmek istiyorum.

Aslan Yürekli Richard, Tilki Selim, Horoz Nuri’yi masaya yatırmak istiyorum.

Konu lakap ve bir tür unvan, rütbe olunca hayvan isimleri orijinal yerlerinden ayrılıp tamamen farklı şeyler oluyorlar.

Falanca kişi yılan gibidir dediğimizde bu sıfatın kötü bir anlama geldiğini bilmeyen ve yeryüzünde kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışan yüzlerce türü bulunan o yaratıkların haberi olmuyor.

Yılan işin bu yanını öğrense ve az çok biz insanların dünyaya nasıl baktığını bilse isyan eder, kıyameti koparır, terörist eylemler yapar.

Ne demek! Biz insanı yılan sözcüğü ile tanımlarken “sinsi, hain, beklenmedik anda arkadan vuran, tongaya düşüren” anlamlarında kullanırız. Siz yılan olsanız bu tanımlamaları kabul eder misiniz?

Eşek tarih boyunca insana çok faydalı olmuş, kendi halinde dünya güzeli bir hayvan.  İnsanoğluna yararı çok, zararı yok. Üstelik son zamanlarda sütünün de bir hayli kıymetli olduğu ortaya çıkmış.

Sesi biraz güzel değil, tek sıkıntısı bu.

Ne var ki biz bu ismi insanın “aptal, işe yaramaz, anlayışsız, değersiz” olanları için kullanırız ki, bu tanımlamaların hepsi eşek türüne gerçekten hakaret niteliğindedir. Eğer o hayvan bütün bunları anlıyor olsa bize gerçek teessüflerini her yol ve yöntemle bildirirdi.  

Köpek insanın en sadık, en samimi dostlarından biridir ve bunu herkes bilir. Köylüler, çobanlar, mülkünü, malını korumak isteyenler onun bu özelliğinden yararlanırlar.

Çocuklar onun arkadaşlığını çok severler. Gençler, kadınlar, erkekler evlerinde besler, can yoldaşı olarak yanlarında tutarlar.

Polisler güvenlik için ve narkotik suçları belirlemek için ondan yararlanırlar.

Her anlamda çok önemli bir türdür ama tüm o durumların dışında ve bana göre konu köpek olunca dikkate alınması gereken bir başka şey, bu türün vahşi olanının cahil insana benzemesidir.

Beklenmedik zamanlarda, beklenmedik çıkışlar yapar; olur olmaz havlar, hırlar; ısırır, zarar verir falan.

Aslında bunları insanlardan korktuğu, onlara güvenmediği, onları anlamadığı ve tanımadığı için yapar.

Ama dikkat edelim, vahşi olanı bunu yapar. Tıpkı insanın cahilinin başka insanlara, hayvanlara, doğaya, ilişkilere, kurumlara, ailelere beklenmedik zararlar verdiği gibi yapar.

O da, yani cahil insan da gerçekte aynı nedenlerle, yani korktuğu, güvenmediği, anlamadığı, tanımadığı için bu tepkileri verir; dışa vurmasa da, vurmamaya çalışsa da özgüven sorunları olduğu için bütün bu davranışlara yönelir.

Hemen ve acilen ifade etmem gerekir ki, yukarıdaki şekliyle kendini dışa vuran cahillik sadece okuyup diploma almakla giderilebilen bir şey değildir. Bunun özellikle altının çizilmesi gerekir.

Cahilliği sadece diplomasızlık olarak görenler çok büyük yanlıştadırlar ve bunu neredeyse herkes bilir.

Bu cahilliğin kişiliğe bakan yanı vardır bir kere. O egosu şişkin, insanlara tepeden bakan, sağa sola emirler yağdıran ve bunu bir marifet bilen, konuştuğu sözün, attığı taşın nerelere zarar verdiğini hiç mi hiç önemsemeyen insanlar vardır. 

İşte onların isimlerinin önünde bilgiyi, makam ve mertebeyi belirten ne unvan, ne açıklama olursa olsun eksik ve cahildirler. Üstelik bu cahillikleri yerleşik kişilikleri ile bütünleşik olduğu için gerçek bir uzman yardımı ile bile nereye kadar düzeltilebilir bilemem. Ayrıca o kişiler, bu düzeltmeyi ne kadar kabul edebilirler, onu da bilemem.

Bir başka cahillik türü kendisini eline bir yetki, bir konum geçtiğinde gösterir. Yani onu diğer insanların, hayvanların, başka şeylerin bir adım önüne çıkaran bir güç kazandığında ortaya çıkar.

O suskun ya da kendi halinde insan kapıları, köprüleri, pencereleri kırar, başka biri olur. Duruşu, oturuşu, konuşması değişir.

Güvenlikle ilgili bir görev almışsa, beline bir tabanca takmışsa ve az çok yetkileri varsa seyredin onu artık.

Aile reisi, kurum amiri, köy muhtarı olmuşsa başlar sağı solu rahatsız etmeye.  

Kolundaki kolluğu, omzundaki rütbeyi, elindeki diplomayı, belindeki tabancayı insanın gözüne gözüne sokar.

Kaçıncı sınıfa kadar okumuş olursa olsun bunu yapar. Okumuşu da yapar, okumamışı da yapar.  

Okuldan aldığı bilgi ve okul sürecinde ulaştığı sosyalleşme düzeyidir önemli olan.  Bunlar sınırlıysa sokul süreci bunları harekete geçirmemiş, onu çoğaltmamış, çoğaltamamışsa fazla anlam ifade etmez. O okul sürecinde de çokbilmişliğine; üstünlük ya da aşağılık komplekslerinden birine takılıp yerinde saymış olur sadece.

Hani hepimiz her şeyi kitaplardan ya da anne babamızdan öğrenmeyiz. Kimi şeyleri de bir toplum içinde yaşayarak öğreniriz. Birinin bize gereksiz yere bağırmasını istemiyorsak, biz de kimseye gereksiz yere bağırmamak gerektiğini öğreniriz. Birinin bizim bir eksiğimizi, yanlışımızı, sırrımızı söylemesini, açığa vurmasını istemiyorsak biz de bu yanlışı yapmamaya özen gösteririz.

Birinin bize yetkisini, gücünü, silahını kullanmasını istemiyorsak biz de gücümüz yetenlere bunları göstermeyiz. Daha duyarlı, daha bilinçli davranırız.

Bütün bunları köpeğin vahşisi, insanın cahili için dedik.

Yoksa garip köpek, karnı toksa, karşısında elinde taş bekleyen kaşları çatık insanlar yoksa, az çok insanlarla haşır neşir olmuşsa niye hırlasın, niye havlasın, niye ısırsın.

Yoksa biraz önce ifade ettiğimiz kimi “gerçek” eğitimleri alan köpek pek çok insanı da geride bırakarak insanoğlunun en yakın dostlarından, en kıymetli yoldaşlarından biri de olabiliyor.

Sinek sözcüğü insanlar için sıfat olarak kullanıldığında genellikle “etkisiz” anlamı taşır. Eh sineğin hacmi küçük olunca bir de o sokan sivri tiplerden olmayınca bu biz insanlar için doğrudur da. Tabii, sinekler bizi anlıyor olsalardı, buna da isyan ederlerdi ki, bu da işin bir başka yanı.

Peki,  aslan olarak tanımlananlara ne dersiniz? Aslan Cemal, Aslan Aslı, Aslan Muhtar deyimleri sizin için neleri çağrıştırıyor?

Güçlü olduğu kadar dürüst, etkili, tuttuğunu koparan, sözünün eri vs,vs.

Eh, çoook önceleri “ormanlar kralı” olarak da isimlendirilen bu hayvan, duruma göre bütün vahşiliğine rağmen kendi adını bu şekilde kullanıyoruz diye her halde şikayetçi olmazdı. Hatta bilse keyfinden dört köşe olurdu.

İnek etiyle, sütüyle insanoğlunu besleyen ve kimseye zarar vermeyen ve hatta “çalışmak” anlamında öyle ahım şahım etkinliği olmayan bir hayvan.

Ona sorsanız neden çok çalışan kimselere adının verdiğini de anlamazdı, buna itiraz da etmezdi.

Tilkinin adı kurnaza çıkmış. Doğru mu, yalan mı bilinmez ama insanlarda o anlamda kullanılıyor.

Horoz Nuri deyince de benim aklıma cinsel gücü yüksek ya da o iddiada biri geliyor.

Tabii horoz kendi cinsinin erkeği olunca erkeğe ait diğer özellikler de bu horoz sözcüğüne kolayca bağlanabiliyor.  Horozlar da bütün bu açıklamalara itiraz etmezlerdi hatta “hay Allah razı olsun, tam da bizi anlatmışsınız” şeklinde bir tepki de verebilirlerdi.

Dilerseniz sözü uzatıp sıkıcı hale getirmeyelim. Maymun, ayı, öküz, kartal, güvercin, akrep ve daha pek çok hayvan ismi bu anlamda kullanılıyor, bilmeyen yok.

İnsanoğlu diğer her şey gibi hayvan isimlerini de kendince evirip, çevirip, boyayıp, törpüleyip kullanıyor işte.

Dün de yapıyordu bunu, bugün de yapıyor.

Gündelik yaşama bir tat kattığına göre kötü de olmuyor doğrusu.

 

22.08.2014

09.32 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..