- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
31 Ekim Cuma günü İngiltereden gelen Öğretmen grubuyla Salzburg ile Gratz arasında bulunan turistik yerleri görmeye gezmeye gittik. Bütün gün dolaştık çeşit çeşit renklere boyanmış gibi duran ağaçların, tarihkokan daracık sokakların arasında.
Ama aklımda yer eden ve daima hatırlayacağım güzel bir anım oldu, ki bu yazımı bunun için yazıyorum. Geziye Danimarkalı 2, Polonyalı 2, Çek 4 öğrenci ve İngiltere'den 12 Öğretmen, ve süpervizörüm olan Avusturyalı hocam da katılmıştı. Akşam yemeğinde bir restoranda muhabbet ederken onlarla, her grubun kendi ulusal marşını okumasına karar verildi. Öğrenciler okudu ve sıra banageldiğinde, "mutlaka okuyacaksın" dediler. "Biz İstiklal Marşımızı okurken ayakta hazır olda bekleriz. Ben şimdi okursam ayağa kalkıp hazırolda beklemelisiniz. Biz bu şekilde saygımızı gösteririz ulusal marşımıza" dedim ben de. Daha sözümü bitirmeden hepsi ayağa kalkıp hazırola geçti, şaşırdım, ama sevindim de. İstiklal Marşımızı 5 milletin yanında okumuş olmanın gururunu, ve onların ayağa kalkıp saygı göstermesinin sevincini yaşamaktayım.
Ama keşke sesim daha güzel olsaydı da İstiklal Marşımıza yakışsaydı diye düşünmeden edemedim okurken. Ama sanırım bunun pek önemi yok, içimde anlamına önem verdikten sonra.
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ."