Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '08

 
Kategori
Güncel
 

Korkular ülkesi...

Korkular  ülkesi...
 

Bu ülkede "korku" her yerde... Evde, okulda, sokakta, siyasette, eğitimin her türünde ve her kademesinde...

Çocuklarımıza korkular aşılarız; gelecek korkusu, yabancılar korkusu, açlık korkusu, baba korkusu...

Öğrencilerimizi korkuturuz; sınav korkusu, başarısızlık korkusu, büyüyünce adam olamamak korkusu..

Politikacılar korkutur;ülke elden gidiyor korkusu, bölünüyoruz korkusu, satılıyoruz korkusu...

Dini korku temelerinde anlatırız;ölüm korkusu, cehennem korkusu, şeytan korkusu...

Bu ülke korkuların, korkutanların, korkanların ülkesi... Hatay'da din eğitimi adına, öğrencilere ölüm korkusunu anlatan cd izletilmiş. Cd'yi görmedim ama anlatılanlara bakılırsa, İslamını özüne, eğitim anlayışına ters düşen bir yaklaşım... Ama Türkiye'ye ters düşmüyor. Tam bir Türkiye gerçeği aslında... Allah'tan korkulmaz mı, peki?

Haşa! Elbette korkulur. Aksi durum, Allah'ı hafife almaktır ki, bu da aslında Şeytan'ın aldatma yollarından biridir.

Ama Şeytan, yersiz korkularla ve Allah'tan umut kestirmekle de insanı sapıtır. Küçük yaşta bir çocuğa din eğitimini korku üzerinden vermek büyük bir yanılgıdır. Din'in "havf ve reca" diye özetlediği hali, özellikle küçük yaşlarda daha çok "reca" yönüyle vermelidir.

Havf ve reca..Yani "korku ve umut"...Müminin Yaratanı karşısındaki ruh hali bu ikisi arasında gelip gider. "Allah'tan ancak kafirler umut keser" ilahi buyruğu esas olanın kulun Rabbine güvenmesi, Onu sevmesi ve Ona yakın olmasıdır. Ancak, temelli bir korkusuzluk, her yaptığı işi kendince meşru saymak, kendini "Tanrılaştırmak" olur ki bu da birincisi kadar yanlış bir yoldur.

Korku'yu esas alarak din eğitimi vermeye çalışan Din Dersi öğretmenleri ben de tanıdım, meslek hayatımda... Yanlış yaptığını, dinin korkuyu değil sevgi ve umutu esas aldığını anlatmaya çalıştım bu tip arkadaşlara..

Ne yazık ki bazan, tıpkı siyasi arenada olduğu gibi, din alanında da korkuyu kullanarak iktidar yürütmek, insanlar üzerinde etkinlik kazanmak isteyenler var.

İslam bir "denge" dinidir. Korkuyla umutun arasında bir denge... Ne yaptığı her yanlışı "Ben yapıyorsam doğrudur." bencilliği içerisinde meşrulaştırmak, ne de korkunun esiri olmak..!

Doğrusu, yaptığı yanlışlara, işlediği günahlara sahte kılıflar uydurmak yerine, bizzat Rabbine itiraf ile af dilemektir.

Allah Kuranda; "Benim mağfiretim gazabımı aşmıştır" buyuruyor.

O halde, sonsuz merhamet sahibi Rabbimizi, sadece korku ögesiyle yansıtmak, Onun iradesine de ters düşer. Özellikle de küçük çocuklara karşı...

Hayatımızın her alanında "sevgi" yi esas alan bir ruh haline büründüğümüzde, sevgiyi esas alan bir tavır geliştirdiğimiz de, sorunlarımızın pek çoğundan kurtulacağımıza şüphe yok..!

Ama "korkunun egemenliği" ni kullanmak isteyenler hep oldu, yine olacak! Burası "korkular ülkesi" çünkü...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..