Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Blog
 

Köşe başında blog sohbetler

Köşe başında blog sohbetler
 

İlkokul ve ortaokul dönemim çirkin ördek yavrusunun hikâyesini yaşatmıştır bana… Hiçbir sosyalliği olmayan, içine kapanık sevilmeyen ve sevmeyi de kendi içimde yaşayan bir çocuktum. Güç gösterisinde bulunup mahalledeki hatta okuldaki bütün erkekleri dövmemin ve içine kapanık oluşumun sebebi de bu çirkin ördek tiplemememden kaynaklıydı sanırım. Olağandan iri ve şişman oluşumda cabasıydı tabi.

E hal böyle olunca kendimi ifade etme şeklimde kağıt ve kalemlere kalırdı. En sevdiğim şey yaşadığım az sayıdaki heyecanlı olayları defterlere anlatmaktı. Birde Beyaz diziler var tabi. Şimdi gülüp geçsem de kitap okuma alışkanlığıma faydası olmadı değil… Ne hayaller kurardım o yaşlarımda. Bulutlar yakın ülke gözlerimi kapattığım anda ziyaretteydim. A bir de Ali var tabi. Çocukluğumun aşkı. Mahalden değil Beşiktaş’tan. Beşiktaş’ın renkleri kadar bağlılığımın ve hayallerimin sembolüydü o... Ne çok ağladım evlendiğinde, şimdi o günleri tebessümle anıyor ve kendime şaşıyorum ya neyse…

Liseye başladığımda çirkin ördeğin kuğuya dönüşmesi ya da dört bin kişilik okulda iki yüz kızdan biri olmak kanatlandırmıştı beni. Ailemin yıllarca dalga geçtiği burnuma iltifatlar bile alıyordum. Hem sonra ayna karşısında bende kendimi beğenmeye başlamıştım. Artık sosyaldim, gizli ağlamalarım imkânsız aşklarım yoktu. Defterlerim, şiirlerim de…

Gittiğim her yerde tebessümlerim vardı, bir de içtenliğim ama yengeç burcunun özelliği, gizli kinlerimde… Yapılan iyilikte bakidir bende kötülükte…

Şimdi uzun uzadıya anlattım kendimi, geçelim blogdaki benim sohbetlerime. Elimden geldiğince yazı okur, az da olsa yorum yazarım…

Bu sayfalardaki arkadaşlarımdan kimilerini çok sevdim, kimilerini okuyup geçtim. Kimilerini eleştirmek yerine, bir daha ziyaret etmedim. Bazı yazılarda haber okudum, bilgilendim, dertlendim. Bazılarında unuttuğum tarifleri güncelledim, bilmediklerimi tarif defterime işledim.

Kahve falımı açtırdım, çay demledim. Derdimi anlattım, dertleştim, dert dinledim.

Klavyemle cümlelerime ses verdim. Tonunu vurgusunu okuyan ayarlasın istedim. Ama maalesef her yerde olduğu gibi burada da bir gruplaşma, bir kabuklaşma var… Kızmadım da değil…

Birkaç ay uğramadım siteye… Tıklamadım hiç kimseyi, kendi sayfamı bile… Ama anladım ki, köylü kızların çeşme sefası ne ise başıboş erkekler için mahalle kahvesi ne ise ve hatta ev işini bitiren kadınlar için akşam sohbetlerinin ballandığı köşe başı ne ise benim içinde blog sohbetler o. Bu sohbetlerime eşlik eden şahsen tanımadığım ama ismen tanıdığım tüm arkadaşlarım sizlere teşekkürlerimle… İyi ki varsınız.

Haydi, kahveleri yaptım. Sohbet zamanı. Bekletmeyin, soğumasın...


 
Toplam blog
: 76
: 1458
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1976 yılında Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde doğmuşum... 8 yaşımda göç ettiğim bu ile bir daha hiç git..