- Kategori
- İnançlar
Kötülüğün caydırıcıları

Refahdan önce felahı düşünenlere selam olsun!
Nefsine yenik düşüp niyetini bozduğunda seni caydıran nedir?
Varsa şayet, adaletine emin olduğun yargı mıdır?
Ayıplayan veya dışlayan mahalle baskısı mıdır?
Henüz körelmemiş vicdanının sesi olabilir mi acaba?
Yoksa “Allah korkusu ve hesap günü” diyebiliyor musun?
Güçlü isen veya güçlü arkan varsa, gıybetini bile yapmaktan korkuyorlarsa; mahalle baskısını umursamayabilirsin, bir şekilde delebileceğini düşünerek yasaları da hiçe sayabilirsin. Nefsine yenik düşmen sıklaşmış ise, vicdanının kısılmış sesi artık arka plan cızırtısı gibi gelir. Bu yolda ısrar ediyorsan, henüz bırakmadığın namazın da artık hesap gününü hatırlatmaz olur… Önünde bir caydırıcı kalmaz değil mi? Allah’ın takdiri ile faturayı bu dünyada ödemeyebilirsin amma ya öbür tarafa geçtiğinde gücün oraya da yetebilecek mi?
Hâlâ “Müslümanım Elhamdülillah” diyorsan, kulağına “Allah affeder!” diye fısıldayana bel bağlama ne olur! Haydi gel! Sen de son nefesine kadar açık olan tövbe kapısından gir! Nefsini kölen et! Salih amellerinle[1] şükret!
Bizi kendine kulluk etmek için, âlemleri ise bizim için yaratana,
Yeryüzündeki halifesi olarak en güzel kıvamda biçimlendirene,
Bildiğimiz, bilemediğimiz nimetlerini yağmur gibi yağdırana,
Melekleri geçebilecek yeteneklerle donatana,
Kitapları ve peygamberleri ile müjdeleyene, uyarana, yol gösterene,
Bize şah damarımızdan daha yakın olana, biz ona yürüyünce o bize koşana,
Hesap gününün sahibine,
Tövbe kapısını kıyamete kadar açık tutana,
Bu dünyada rahman, Ahrette de rahim olana…
Hesap gününde O’nun rızasına mazhar olamamak sana cehennemden daha yakıcı gelsin inşallah!
[1] Salih amel: Allah rızasına uygun, samimiyetle Allah rızası için, riyadan, gösterişten ve çıkardan uzak yapılan iş.