Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Mart '13

 
Kategori
İnançlar
 

Kötülüklerin cezasının dünyada verilmesi Tanrı’ya inancı güçlendirecektir

Kötülüklerin cezasının dünyada verilmesi Tanrı’ya inancı güçlendirecektir
 

Yüksek şuurlu insanlar kendilerini meydana getiren güçle de karşı karşıya gelebilirler. Nedenleri, suçları ve sorumluları hep içimizde ararsak muhtemel ki bulamayacağız. Kâinatın kontrolü Tanrı’dayken ineklerin nedensiz ölümünden her defasında Dereköy’ün muhtarını suçlayamayız.

Yanlış anlaşılmasın, kadere yaslanacak değilim; ama dünyada meydana gelen kötülüklerin şu ya da bu nedenle karşılık bulmaması Kerim Korkut yasalarına göre kabul edilemez olduğu için ilahi adalete yönelmek durumundayız.

Dünyada işlenen suçların yarısının cezasının verilmediğini düşünüyoruz. Bu, müdahale etmemizi gerektirecek kadar yüksek bir oran. Ve dünyalı sorumluların herkesi ikna edecek hazır gerekçeleri var.  İnsanların nasıl böyle bir şeye razı olduklarını anlamıyoruz ama elimizden de bir şey gelmiyor. Çünkü insanlar yetki ve sorumluluğu kendilerini kandıranlara vermişler/veriyorlar.

Kardeşim sen 1000 katilden 500’ünün cezasını vermedin. İstersen ispat edeyim. Ama halk bunun böyle olduğunu bilmiyor. Bir de alışkanlık var. Bu insanlar tarih okumuşlar. Başlangıçtan bugüne kellelerin koparıldığı bir geçmişten geliyoruz. Yani insanlar ölüme alışkın. Hayat varsa ölüm de vardır diyorlar. İyi ama biz ömrünü tamamlayıp ölmekten bahsetmiyoruz. Yani kelle avcılığı devam ediyor ve insanlar kopan kendi boyunları olmadığı için aldırmıyorlar.

Bu yazıyı okuyan kişi deli deli konuştuğumu düşünecektir. Aklınız bir şeyi almıyorsa böyle konuşursunuz. Yeryüzü düzenlerinden ve yeryüzünde yaşayan insanlardan umudumu kestiğim için çaresiz sahibimiz olduğu söylenen güce yöneldim. Tanımak, ibadetini etmek tamam da bizim de Tanrı’dan isteklerimiz olacaktır.

Rab, sorumsuz yöneticilere ve onlara destek veren sorumsuz insanlara yukarıdan bir uyarı olmadığı için bunlar kendilerini doğru yolda sanıyorlar. Biz örneğin Türkiye denen coğrafyada 1000 katilden 500’ünün cezasının verilmediğini biliyoruz. Suçu cezalandırmayan da suçludur. “Faili meçhul, bulamıyorum. Bulsam da yakalayamıyorum. Kanunlar eksik, üzerimde baskı var; bulduklarımın cezasını tam olarak veremiyorum” Bana ne! O koltuğu bırakacaksın, veren gelecek. Kandırılmış insanların oylarıyla hüküm süremezsin, diyoruz ama kim dinler!

Rab, başımızdakiler merdivenin son basamağı, onlara bizler ceza veremeyiz; Tanrısal adaletin devreye girmesi gerekiyor. Kandırılmış halkın da şahsi mesuliyeti vardır; feleğin tokadının onların gözlerini açmasını bekleriz. Krallar sorumsuz, halk korkak; belli ki suç işleyenlerin adaleti mahşere kalacak.

Rab, yarattığın dünyada her şey ilahi âlem gibi süt liman değil. Seni tanımayanlar, tanısa da inanmayanlar, inansa da aldırmayanlar ölümden sonrası ile ilgilenmiyorlar. Ülkemde anketler inanç yoğun görünse de dünyada verilmeyen adaletin ahrette verileceği konusunda insanlar umutlu değiller.

Rab, işte bu nedenle, varlığı delillendirecek işaret gerekiyor.  Bizim gibi sana yakın insanlar, dünyada kötülük edenlerin bir şekilde (ama senin elinden olduğuna inanacağımız bir şekilde) ve yine dünyada cezalandırılmaları isteğini sana iletiyorlar.  Ahrette verilecek ceza inanmayanlar için caydırıcı olmadığı gibi ibret de teşkil etmeyecektir. Bizler sadece senin zaten bildiklerini tekrar ediyoruz.

Rab, kötülük etti, kötülük buldu; Allah cezasını verdi şeklindeki örnekler düşünen akıllar için ikna edici gelmiyor. Kötülük yapanlardan bazıları bir şekilde kötü bir sonuca ulaşıyor ama ortada kişisel ve dünyasal nedenler var olduğu için bu cezalandırmanın senden olduğunu anlayamıyoruz.  Cennet yerine cehenneme gidecek olmak insanların çoğu için hiç önemli değil. Nasılsa bu kişiler ahrette cezalandırılacak.  Bu cezalar dünyada verilse belki de işe yarayacak. Ama iraden dünyada kavga takdir etmişse hikmetinden sual olamaz.

Rab, biz iyi kulların başımızdaki kötü kralların şerrinden kurtulamıyoruz. Adaleti sağlamıyorlar ve halkı kandırıp saltanatlarını devam ettiriyorlar. Bir ülkede işlenen suçların yarısı cezasız kalır mı? Bu halk niye böyle koyun gibi. Sözde Allah’a inanıyorlar ama şeytana uyuyorlar. Ülkem şu anda suç cenneti. Şöhret için örgütsel suçlarla amansız bir şekilde mücadele ediliyor ama kişisel suçlar için bir tek polis bile göndermiyorlar. Türkiye coğrafyasında kişilerin birbirlerini öldürmeleri devleti ilgilendirmiyor. Adam beni öldürüyor ve gidiyor. Halktan hiç kimse Kerim Korkut’un bu hassasiyetini anlamıyor. Deli manyak konuştuğumu sanıyor. İncelese, araştırsa gerçeği görecek. Bu ülkede 100 yılda ölen öldürülen olayların hiçbirisinde devlet bir kişinin dahi öldürülmesini engelleyememiş. Yüz binlerce katil suçları bile anlaşılmadan yaşayıp öldüler.

Rab, vicdanların senden başka umudu yoktur. Biliriz ki takdirin, iraden kullarının mahşer günü yargılanmasında. Valla cennet de cehennem de artık umudumuz değil. Gerekçeleri ne olursa olsun katiller hiçbir şartla bağlı değiller. Önlerinde engel yok, öldürmek istiyorlarsa öldürüp gidecekler. Azrail’in görevini onlara mı verdin yoksa? Bu sözlerimiz sana ulaşır mı bilmiyoruz. İnsanlar ne söylerlerse söylesinler; biz kötüleri kahrettiğini hiç görmedik. Ahrette kahredeceğini de bilmiyoruz. Bize bir işaret lazım; Tanrı’nın eli kötülerin yakasında olmalı!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara