- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kovit 19 Bize,
Korona virüsü ya da kovit 19 denen hayali canavar, Tüm dünyayı avucunun içine alıp adeta lastik top gibi sıktığında, sandım ki; biz durumun ciddiyetini kavrayıp, yeterince önlemimizi alırsak, virüs sıkmaktan yorulduğu avucunu açıverecek ve hepimiz deriiin bir oh deyip, hayata kaldığımız yerden devam edecektik,
Ne yorulması, ne avucunu gevşetmesi, ne doktor kaldı yorulmadık, ne hemşire ne diğer çalışanlar kan ter içinde kaldı. Canhıraş mücadeleye devam ediyorlar, can kayıplarımızın sayısından daha vahim, kimsesiz gidişleri, hastalar hastaneye bile son hadde gelmeyince alınmıyor. Aile bireyleri birbirine düşman oldu neredeyse, bir şekilde bir yerinden elini kaptırıp kolunu bile kurtaramayan aileden birinin testi pozitif çıkmaya görsün, özellikle kadın virüs almışsa, koca evi terk ediyor. Aksi durumda ne olursa olsun kadın elinden geleni yapıyor kocası ve çocuğunu iyileştirebilmek için, yani gideceği falan yok bu hayali canavarın, inadına inadına sıkmaya devam ediyor. Görünmeyen koca elini, hatta öyle ileri gidiyor ki; ümüğümüzü sıkacak elinden gelse.
Her şey bir yana korona bize bizim iç yüzümüzü gösterdi. Çok yakınlarımıza kadar gelerek de ayağınızı denk alın diyor. Ne ararsan kendinde ara diyor. Daha altı ay önce evlatlarının arayıp sormamasından, kendilerini ziyarete gitmemesinden yakındığı evlatlarını evine almıyor aile büyükleri, Vicdanına söz geçiremeyip uzaktan da olsa gidip göreyim anne-babamı diyerek bahçe de görüşme talebeden evlatlara, torunlara yaklaşmıyor bile büyükler,
Yine de kadınlar ve çocuklar ne yapıp edip güldürüyorlar yüzümüzü, uzun süre anne-babasının “korona var. Babaanne- dedeyi görmememiz lazım bir süre!” sözü çok uzamış olmalı ki; kendine göre her sabah “anne-baba korona gitti mi?” Diye uyanıyor. Muhteşem çocuk, ve gitmeyeceğinden emin olduktan sonra küçük aile büyük aileyi ziyarete gidiyor, kendisinden uzak duran büyüğüne “Benden neden uzak duruyorsun? Ben de korona yok ki!” ailenin tek torunu, birkaç ay öncesinin göz bebeği alışık olmadığı kayıtsızlığa sitem ediyor.
Sokağa çıkma kısıtlaması olduğu günlerden birinde polis devriye gezerken, iki kadının koşar adım gidişlerini görüp soruyor. “Heeey hanımlar nereye böyle? Nereye olacak çarşıyaaa ayağıma terlik alıcam!” dedi. Polisin “sokağa çıkma yasağı var bilmiyor musun? Dön evine uyarısına,”hemen alıp döneceğim zaten” diyor.
Bir diğerine aynı soru geldiğinde; “Komşuya gidiyorum. Ne var ki” deyince polis anons ediyordu takviye ekip gönderin!
Marketlerde eldivensiz sebze, meyve seçmek yasaklandı. Şu an biraz gevşedi ama sorun aynı, kullanılan eldivenler havanın da sıcaklığıyla yapış yapış oluyor. Çıkıp dışarı bir an önce kurtulmak istiyor insan, atacak çöp kutusu yok, yollar sokaklar eldiven, maske doldu.
Kovit 19 aslında bize dünya kaç bucak gösterdi. Siz kim oluyor da din, dil, ırk, renk ayrımı yapıyorsunuz? Eşitsiniz işte kendinize gelin dedi.
Sağlıkla yaşanacak yıllarınız bütün yaşananlardan güzel olsun. Cemile