- Kategori
- Dostluk
Kral dostum
Alkolün pençesine düşmüştü, dostum "Mikis"... artık yaşamak için en ufak bir direnç göstermiyordu. Her geçen gün, biraz daha hayata sırtını dönüyordu. Gittikçe artan yaşam isteksizliğini destekleyen olaylardan, kişilerden iyice yorulmuştu. Bu güne kadar karşılaştığı, dost dediği, arkadaş dediği, akraba dediği herkes, onu değiştirmek, başka biri yapmak için, para hedefli olarak, kendisine akıl verip durmuşlardı.
“Belki bu değiştirmek istemelerinin etkisiydi, kendisini değiştirmemeye olan isteği”
Paralıyken bol olan arkadaşları dostları, durum tersine düştüğünde iyiden iyiye ondan uzaklaşmışlardı. Kendisini sevdiğini söyleyen, aşık olduğunu deklere eden sevgilisi bile, ondan alacağını aldıktan sonra, yanından uzaklaştırmıştı.
Bir keresinde bana “Dostum, keşke bu para bende olmasaydı…Tanıdığım bildiğim herkes benden borç istiyor” demişti.
Bazıları alkol yüzünden olduğunu söyleseler de, gerçekten alkol onu etkilemiş olsa bile, bana göre bu hastalığı onun yaşama olan, daha doğrusu yaşamın ona ihtiyacı olmadığı düşüncesinden kaynaklanmıştı… O! benim kral dostumdu...
Doktorlar karaciğer transferi gerekiyor demişlerdi. Zaten uzun süreden beri rahatsızlığı her halinden belliydi.
Bir gün bana “hoşça kal” diyerek arabasına atladığı gibi, Doğu Karadeniz’e doğru yola çıktı.
Telefondaki bir “ses” e aşık olmuştu. Telefondaki ses ona “sana ihtiyacım var” demişti. Yaklaşık iki aydır telefonda, bir bayanla görüşüyorlardı.
Doğrusu aşık olup gidebileceği hiç aklıma gelmemişti.
Evden sadece gerekli olan özel eşyalarını aldı. Hani derler ya, “Ceketimi aldım çıktım” aynen öyle işte.
Belliydi, son bir aydır yüzüde gülmeye başlamıştı. Artık alkollüde bırakmıştı.
Ben onsuz içiyordum ama, hiç şikâyetçi olmadım, beni yalnız bıraktığını hiç düşünmedim.
Altı ay sonra tekrar geri geldi Mikis. Tahlillerini yaptırdı. Doktorlar ona “Kendine ne yaptıysan? git...aynısından bir daha yap” demişlerdi. Tüm karaciğer olumsuz değerleri ilerlemeyi durdurmuştu.
Dostum, Mikis tekrar gitti. Duyanlardan bazıları Karadeniz’in muhteşem doğası dediler. Bilenlerden bazılarda, “Aşk” ın mucizesi. Bunların yanında tekrar gerekli olma hissinde eklediğinizde, sanırım mucizenin sırrına varıyorsunuz.
Dostum Mikis, Doğu Karadenizin muhteşem doğası, sevdiği kadına olan aşkı ve gerekli olduğu hissi, Ankara’da bıraktığı sahte arkadaşlıklar ve dostluklarının stresli yaşamından uzaklaşmasıyla birlikte, tamamen değişerek rahatsızlığıyla ilgili bir var oluş sergiledi ve devam ediyor.
“Şimdi durumu nasıl?” diye soracaksınız biliyorum.
“Zımba gibi”
Foto: Salih Temel