Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kubilay'ın Katilleri Esrarkeş!

Kubilay'ın Katilleri Esrarkeş!
 

resim: www.kemalist.net


Tarihçiler, Genelkurmay ve Emniyet arşivine dayanılarak ortaya çıkarılan gerçekler ışığında menfur hadisenin yeniden tanımlanması gerektiğini ifade ediyor.

Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yayınları arasında çıkan "Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar (1924-1938)" isimli eserde, Kubilay'ı katledenlerin esrarkeş kahvesinde yaptığı toplantıların devlet tarafından bilindiği; ama müdahale edilmediği kaydediliyor.

1972 basımlı kitapta, konu şöyle anlatılıyor: "İlk kez ortaya atılan bu şerirler bir süre Manisa'da bir esrarkeş kahvesinde sık sık toplanarak burayı bir tekke haline getirmişlerdi. Özellikle son günlerde sakal bıyık bırakarak büsbütün dikkati çeker bir hal aldıkları halde ve bu hal ilçe zabıtasınca da bilindiği halde Manisa'dan birden bire ortadan kayboldukları zaman ailelerinin hükümete malumat vermiş olmalarına rağmen hükümet, hiçbir teşebbüste bulunmadığı gibi civar ilçelerin de dikkatini çekmemiştir. Ayrıca bu hareketin Manisa'da veya dışarıda bir örgüte bağlı olduğu üzerinde bir soruşturma yapılmamıştır."

İçişleri Bakanlığı'na 25 Aralık 1930'da "Vali Kazım" imzasıyla gönderilen 7 maddelik raporun 4. maddesinde şunlar yazılıydı: "Bunların hepsinde esrar ve esrarlı sigara olup, Derviş Mehmet bunları Manisa'da alıştırmış ve bununla da tasarrufunu artırıyormuş."

Bir kesimin ısrarla 'irtica kalkışması' diye sunduğu olayların faillerinin İslami değerlerle ilgisinin bulunmadığını vurgulayan uzmanlar, Menemen vesile kılınarak dindar halk üzerinde baskı oluşturulmasına karşı çıkıyor. Araştırmacı-yazar Mustafa Armağan, Derviş Mehmet'in dindarlıkla ilgisinin olmadığını ifade ederken, olayın CHP örgütünün iktidarını kuvvetlendirmeye yaradığına dikkat çekiyor.


Derviş Mehmet'e ilişkin ilginç bilgiler veren Armağan, Cumhuriyet gazetesini kaynak göstererek şunları dile getirdi: "Olayın sanıkları içinde esrar içenler olabilir; fakat bir başka belgeden (O tarihlerde Cumhuriyet'te çıkan bir yazı) aslında Derviş Mehmet'in Çerkez Ethem'in arkadaşı olduğunu ve onunla beraber çalıştığını öğreniyoruz. Çerkez Ethem'le birlikte Yunanistan'a kaçmış ve 150'liklerden olmadığı için 1930'lara doğru tekrar Yunanistan'dan Türkiye'ye geliyor. Bu olay, bu kişilerin kullanılmış olabileceği izlenimi veriyor."

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Toktamış Ateş ise Derviş Mehmet'in esrarkeş olduğunun aslında 'sır' olmadığını kaydetti. Tarihçiler tarafından bilinen gerçeğin bu olaylar hakkında ciddi ipuçları verdiğini belirten Ateş, "Derviş Mehmet ve adamlarının esrar içerek şehre indiği ve bu olaylarla Menemen halkının hiçbir ilgisi olmadığı biliniyordu. Zaten zaman içinde o halkın kendi halinde mütedeyyin Müslümanlar olduğu görülmüştür." diye konuştu.

Selçuk Üniversitesi'nden Yard. Doç. Caner Arabacı, belgelerin Menemen olaylarının arkasındaki gerçeklere ışık tuttuğunu söyledi. Bu olayların akademik çevrede yıllardır bilinmesine rağmen yeterince dile getirilemediğine dikkat çeken Arabacı, "Derviş Mehmet geceleri çevresindekilerle esrar içerek her türlü ahlaksızlığı yapan bir insandı. Bu insanlar gündüz de başlarına yeşil sarık sararak halka çok farklı görünüyordu." diye konuştu.

CANLI ŞAHİDİN AĞZINDAN MENEMEN OLAYI:

Gazeteci Can Dündar, "Menemen'in son tanıkları anlatıyor" dizisinde olayın canlı şahitleriyle görüşmüştü.

Menemenli Sami Özyılmaz, geçen yıl yayınlanan dizide şunları anlatmıştı:

"Millet etraflarını çevirmiş. Ben köşeden onlara bakıyorum. Epey durdular. Hükümet tarafından ya da büyüklerden kaymakam, hoca falan gelse, sivillere 'Yakalayın bu adamları' dese, yakalarlardı. Ondan sonra telefon ettiler alaya... Bir manga asker geldi karşı sokaktan... Asker süngüyü taktı. Siviller açıldı. Orada Kubilay askere süngüyü taktıktan sonra 'hücum' dese, hepsi süngünün ucunda kalacaktı. Bir silah patladı. Bir tek el ateş edildi. Kubilay ayağından vuruldu. Asker geri kaçtı. Millet kaçıştı. Kubilay önce Hükümet'e giriyor, kapılar kapalı. Oradan geri, camiye dönüyor, cami avlusundaki taşın dibinde düşüyor. Bunlar da gidip başını kesiyorlar. Sonra askere telefon ediyorlar Hükümet'ten... Asker geliyor. Kahveden onlara makineli tüfeklerle ateş ediyor. Hepsi esrarkeşmiş zaten. Asker hepsini vurdu, yalnız bir tanesi kaçtı, onu gördüm. Sonra bütün cesetleri topladılar oraya... Halk toplandı, jandarmalar, subaylar geldi, ölülerin torbalarından esrar çıktı, parça parça. Ben de esrarı ilk orada gördüm."

Kubilay'ı şehit edenleri, şehit edilmesine göz yumanları, Kubilay'ın şehit edilmesini siyasi ve ideolojik malzeme yapıp çıkarlarına kullananları kınıyorum.

Ülkemi bölmek, halkı birbirine düşman etmek arzularıyla hâlâ daha bu tür cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin ve katliamların tümünü kınıyor ve halkımıza yalvarıyorum:
N'olur Türk, Kürt, Ermeni..., Alevi, Sünni, Ateist, Süryani... birbirimizi sevmeye devam edelim. Oyuna gelmeyelim.

Yukardaki bilgiler, televizyon ve basından alıp geçen yıllarda derlediğim ve dosya yaptığım bilgilerdir.

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..