Küçük Prens

Küçükken okuduğumuz bazı kitaplar kazınmıştır hafızamıza. Yaşamın anlamını, kendimizden birşeyleri bulduğumuz çok olmuştur o mısralarda. Eğitici, düşündürücü, aşk, polisiye ve gerilim... Hepsi zaman zaman yer etmiştir raflarımızda. Tadına doyamadığım, hatta kimisinin çantasından çıkarmadığını duyduğum bir kitabı paylaşmak istiyorum sizlerle. Fransız yazar, Antoine de Saint-Exupêry' den "Küçük Prens".Okunası ve okundukça kişinin kendisine öz eleştiride bulunması gereken bu kitap, Küçük Prens' in gezegeninden sıkılıp, Dünya yı keşfetmek üzere yaptığı yolculukla başlıyor. 

Tanımaya ve anlamaya çalıştığı insanların tekdüze bir beklenti içinde olduğunu, doyumsuz bir hayat sürdüklerini ifade ediyor. Herkesin bir telaş içerisinde bulunduğu Dünya da, hayatın programladığı bizlerin zamandan tasarruf etmek isterken, nelerin tadına varamadığımızı, yetişme çabamızın ne için olduğunu sorguluyor. Beklenti içinde olduğumuz çocuklarımızın duyarlılıkları, hayata bakışları, dünyalarının zenginliğine yer veriliyor. Onları birey olarak görmemiz gerektiğini ve hak ettikleri değeri vermemiz gerektiğini belirtiyor. 

Sevdiğiniz bir kitaptan alıntı yapmak istediğinizde kafanız iyice karışır. Nerden başlayacağınızı bilemez, kararsızlıklar yaşarsınız. Bu benim için hep böyledir. Küçük Prens ile Pilot, evcilleşmek isteyen tilki, gülün hikayesi, fenerci, ayyaş, kral ve iş adamı içerisinde eminim herkes tanıdık birşeyler bulacaktır. Evcilleştirmenin ve birşeylere bağlanmanın zorluğunu örnekleriyle sergiliyor. "Gülüne duyduğun sevgi ona harcadığın zamandır." Sevgi - emek ilişkisinden esintiler bulacağınız bu bilgelik dolu kitabı , zevkle okuyacağınızdan eminim.