- Kategori
- Gündelik Yaşam
Küçük yüreğin büyük gayreti

Gazetelerde televizyonlarda zaman zaman küçüklerimizin yardım konularında ne kadar duyarlı olduklarıyla ilgili haberler çıkar. Yetkililer ve yöneticiler bu çocuklarımızı ödüllendirirler. Gerçektende çok hoş bir duygudur yardım etmek, insanları mutlu eder, hele küçükleri.. Çünkü öğretmenlik yaptığım yıllarda bu duyguları yaşadım ve o gördüm. Anlatacağım aşağıdaki olayda bunlardan biri ama çok farklı.
Yıllar önce bir öğretmen dostum; küçük, minnacık bir yüreğin insanların dertlerine nasıl ortak olma gayreti içinde olduğunu şöyle anlatmıştı;
“Bosna Savaşının en yoğun günleriydi, sınıfımdaki öğrenciler oralarda yaşanan vahşetten ve insanlık dışı olaylardan çok etkilenmişlerdi ve bir gün bana,
—Hocam, biz de yardım gönderelim, dediler.
Ben de;
— Eğer ailelerinizden para istemeyip de kendiniz bir şeyler yaparsanız, kabul ederim dedim. Onlara iş eğitimi derslerinde öğrendikleriyle bir şeyler yapmalarını istedim. Çünkü 15 gün sonra Bosna’ya yardım için bir kermes düzenlenmişti. Bu kermeste yapılanları satacak ve toplanan parayı ilgili kuruluşlara verecektim.
Bir hafta sonra öğrencilerimden bir çoğu yaptıklarını sınıfa getirdiler ve teslim ettiler. Birkaç tanesi yetiştiremediklerini birkaç gün sonra tamamlayacaklarını söylediler. Hepsinin gözlerinden yardım etmenini ve bir şeyler yapmanın mutluluğu okunuyordu. Ancak sınıfın başarılı amam en sessiz öğrencilerinden Songül, ders boyunca başı öne eğik hiç konuşmadan durdu. Zil çaldığında Songül sessizce yanıma geldi;
—Ben Bosna-Hersek’teki kardeşlerimize verebilmek için yalnızca bunu bulabildim hocam, inşallah işe yarar.” Dedi. Avucumun içine bir şey bıraktı ve hızla uzaklaşıp gitti. Avucumu açtığımda bir öğrenci otobüs bileti gördüm ve “<ı>herhalde Bosna’dakilerin aynı otobüs bileti ile otobüslere bineceklerini düşünmüş” diyerek güldüm ve yürüdüm.
O gün okuldan çıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Arabama bindim. O gün nedense, başka zaman hiç kullanmadığım arka caddelerden evimin yolunu tuttum. Silecekler yağmurun hızına yetişemiyordu, önümü zorlukla görebiliyordum.
Issız yolda giderken, yolun kenarında hızla yürümeye çalışan sırılsıklam olmuş 11-12 yaşlarında bir kız çocuğu görünce arabama almak için yavaşladım, baktım Songül…
Küçük kız tek ve son biletini Bosnalı kardeşleriyle paylaştığı için o yağmurda evine yürüyerek gitmeye çalışıyordu. Arabaya aldım ve okuldaki düşüncenden dolayı utandım kendimden, yüreğin sıkılmaya başladı, gözlerim yaşlandı. Onu babası ve üç kardeşiyle yaşamaya çalıştığı yıkık dökük gecekonduya bıraktım. Üç dört kilometrelik yol buyunca saklamaya çalıştığım gözyaşlarım adeta sel gibi akıyordu.
Bir hafta sonra düzenlenen kermessin açılışında Belediye Başkanı ve yanındaki konuklarını bileti gösterdim ve olayı anlattım. Kendisi zor şartlarda yaşayan ama gönlü ve yüreği zengin küçük öğrencimin bu hikâyesi herkesi çok etkiledi. Açık arttırmaya çıkartılan bu biler kermeste toplanan paraların yarından daha fazla paraya satıldı.”
Evet, dostlar, işte bizim insanımız, işte insanlık, işte yardımlaşma ve işte cömertlik. Sorarım sizlere kaçımız bu küçük Songül’ün yaptığını yapabilir? Cebinizdeki son parayı sizden daha muhtaç olan birine kaçınız verebilir? Evet, artık korkmuyorum ve endişelenmiyorum ülkemin geleceğinden. Songüller var oldukça benim ülkem dimdik ayakta duracaktır. Yaşasın Songüller….