- Kategori
- Mizah
Küfreden kadın!

Her hangi bir meşreb yahut kanaat taassubuna sapmadan, insafla düşündüğüm vakit söven kadına hayranlılığım ciddi biçimde artıyor.
Böylelerinin şehvetlerine düşkün, kendi kendilerine işler karıştırmış, kalbleri me'sur, ruhları meşgul, nefisleri meftûn olduklarına dair düşüncem zinhar yoktur. Aksine böylelerinin iltifaten teveccüh mahalli olan yüze-surata karşı söyleyeninin makbul olduğunu düşünüyorum.. Zaten benim anlatmak istediklerimde buna meyledenlerdir.
Küfrü, dilin bir icabet hazinesi olarak görmekten söz etmiyorum, ancak ilişkilerde hasseten birbirine karşı muhabbetin ve iştiyakin birlikte irtibat ve rabıta sağlamada önemli olduğunu düşünüyorum.
Küfürden medet ummak manevi bir illet deyildiR,insanlık tarihi erkeğe nasıl bir meşruiyyet tanımışsa kadın da aşikare bu muhabetten nasiplenmelidir. Hakikaten de bunda şaşılacak bişey yoktur; dozunda kullanıldığı taktirde küfür en katı erkeği ya da salikleri yola getirmede kullanılacak en tesirli yollardan biridir..
Kadının kendini sevmesi, kendiyle zevklenmesi hatta en tutkulu biçimde kendine hayran olması insanlık tarihi ve yaradılışı ile alakalı gerçeklerdir; yani bir erkek maslahatından mahrum yetişen kadının, saldırgan cinselliğini neyle örteceğini sanırsınız? Kadın kendini tanımaya başladığından beri erkeklik organından yoksun bırakılmanın ezikliği ve kıskançlığı içinde yetişir. Kendine meyledişi, vücudunu keşfedip onunla haşır neşir olması hep bu sebeptendir..
Erkeğin devamlı kınında duran kılıcı onda yoktur. O halde kadın da küfredecek sövüp sayacak ki, böylece edilgenliğinin verdiği rahatsızlığı bir nebze hafifletebilsin.
insana, lazım olan her şart ve edebi öğrenmenin yanında iyi ve kötü halleriyle ünsiyet kurduğu için "insan" adı verilmedi mi? O halde küfrün nimetinden mahrum edilmiş kadına ulûhiyyet izafe etmek bence fesatlıktır. Hatta böylerinin zaman içinde hidayete erdiklerini bile bu gözler görmüştür. .......