- Kategori
- Felsefe
Küresel kapitalizm hakkında kritik
Postmodernizm kılıfıyla, aydınlanmanın tüm nimetlerinden, geçmişte Marksizmin yaşadığı talihsizlikler nedeniyle vazgeçmeye zorlanıyoruz. Stalin bürokrasisi Marksizm için ciddi bir talihsizliktir. Kapitalizmin ezilen sınıflara bir nebze olsun rahatlık sağlaması da devrim umutlarını ve motivasyonunu kıran bir diğer faktör olmuştur. Biraz da haksızlık ederek gömmeye çalıştığımız Marksist ideolojinin yokluğunda "dönüştürücü" olmayan felsefe ve ideolojilere saplanıp kalıyoruz. Bu, küçük burjuva entellektüelleri için tam bir afyon etkisi yaratmaktadır. Ve küresel sermayenin işine gelir. Çünkü statüko korunmuş oluyor. Ama diyalektik, etkisini ergeç gösterecektir diye düşünüyorum. Herşey kar içinse ve daha fazla kar için üretim araçları(emek, doğal kaynaklar vs) pazarlanıyorsa, alternatif maliyet giderek artar. Çünkü kaynaklar azalmaktadır. O zaman günün birinde, hem de postmodernizmin uyutucu telkinlerine rağmen toplumsal bir uyanış, bilinçli bireylerin örgütlü hareketleri oluşacaktır. Buna Attila İlhan "Dip Dalgası" diyor. Bu sonucu erteleyecek faktörler arasında din, iradesi zayıflatılmış yığınlar ve tek kutuplu dünyanın askeri gücü vardır. Ancak bu unsurlar sonsuza kadar konumlarını sabit tutamayacaklardır. Ayakbağı olmaya başladığında sıra dine gelecek. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" zihniyeti ile "Komşusunu sömürmeyen bizden değildir" zihniyeti bir yerde karşı karşıya gelecek. O zaman Postmodernizmin fikir babası Nietszche'nin nakaratı söylenecek;"Tanrı öldü!". Şimdilik küresel sermayenin işleri tıkırında. Tek kutuplu dünyada küresel krizler bu durumu değiştirir mi bilinmez. Ama günün birinde eskisi gibi iki ya da daha çok süpergücün varlığında insana odaklı, öznenin kıymetli olduğu "modern" ya da "para-modern" bir düzene tabi olabiliriz . İnsanın zayıflatılmış iradesi güçlenmeye başladıkça daha "insanca" tepkiler sergileyecek ve örgütlü muhalefet yapabilecektir. "Daha çok kar" demek zaten statükoya aykırı bir yorum. O zaman bir yerde tıkanacaktır. Eşyanın tabiatı gereği yani. Tarihsel süreç zaten yükselen ve azalan değerlerden oluşur. O zaman komünizm için olmasa bile "sosyal adalet" açısından "Can çıkmadan umut kesilmez" diyorum. Saygılarımla.