Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kürt sorunu mu???

Kürt sorunu mu???
 

15-20 yıl öncesine kadar kesin telaffuz dahi edilmeyen bir söz vardır. “Kürt sorunu, ” medyanın tamamı, siyasiler, yazar-çizer takımı, hemen herkes bu sorun dedikleri konuya odaklanmış. Nasıl bir sorunmuş ki böyle daha evvel kimsenin haberi yokmuş. Birden bire ülkenin akıllı adamları, tıpkı akşam hiç olmayan kabakların sabah ortaya çıkıvermesi gibi, ortaya çıkıp bu sorun dedikleri şeyi ülke gündemine oturtturuverdiler. O bölgede yaşayan insanların başına gelen ve çoğunluk kendi kültürlerinden (başlık parası, töre, berdel…..) kaynaklanan olumsuz bazı konularıda uygun bölümlere monte ettiniz mi işte size dört başı mamur bir sorun.

Bir yönü denize bir yönü dağa bakan bir evde sadece denizi gören pencereden bakarsanız bir süre sonra arkada dağ olduğunu unutursunuz. Ama o dağ vardır ve oradadır. Yaşamınız için alacağınız önlemleri, yapacağınız tasarrufları orada bulunan dağ gerçeğini gözardı ederek yaparsanız, sonucun hüsran olması kaçınılmazdır.

Birilerinin şu çok meşhur deyimi ile evet “kürt sorunu” vardır desek, Bu çerkez sorunu, alevi sorunu, roman sorunu, Türk sorunu yoktur demek midir. Bütün farklı etnik ve ideolojik kesimler yarın çıkıp bizimde sorunumuz var, çözüm istiyoruz derlerse ne diyeceğiz. O zaman özellikle siyasilerin, yazar-çizer takımının, toplumu yönlendirmeye çalışanların ağızlarından çıkacak kelimelere çok dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum.

Kürt özeline dönersek, herkes demokrasi havarisi kesilmiş, daha çok demokrasi ile bu sorun aşılır diyor. Demokrasi birazda fırsat eşitliği ise acaba bu gün kürt vatandaşların sırtından geçinenler böyle bir şey istiyor mu? Böyle bir duruma müsaade ederler mi?

Biraz geriye gidelim. Hızla yıkılaşa giden osmanlının son dönemlerinde güneydoğuda asayişi temin için Hamidiye alayları kuruldu ve başlarına kürt aşiretlerinin reisleri getirildi. Asayişi temin adına sınırlı da olsa başarılı olunurken, zaten güçlü konumda olan aşiret reisleri adeta bölgelerinde kral haline geldi. Sahip oldukları topraklara, köylere, insanlara yenilerini kattılar. Cumhuriyet döneminde de bu kişiler siyasetin vazgeçilmezleri oldular. Asla toprak reformu yaptırmadılar. Siyasi partiler de onlardan gelen kitle oyları adına oraları görmezden geldiler. Bu insanlara açlığı kader olarak kabullenip, çok çocuk yapmaları önerildi, veya emredildi. Çünkü her çocuk bir oy, ağanın refahına garanti demekti.

Bu gün ülkemizin sanayi ve turizm yörelerine bakın. Bir çok büyük yatırım onlara ait. Kendileri rahat ve saltanat içinde yaşarken, o yoksul insanların sırtından elde ettikleri katma değeri batıda yatırıma dönüştürürken neden acaba kendi bölgelerine okul, fabrika gibi insanları yoksullukta kurtaracak yatırımları yapmadılar ve yapmıyorlar. Çünkü konu son derece açıktır. Bu gün siyasi partilere milletvekili olarak dağılmış bu kesim asla o bölgenin bilinçlenmesini istemiyor. Çünkü okur bilinçlenirse sorgusuz biat dönemi bitecek.

Konuya bu pencereden bakacak olursak ortada bir kürt sorunu olmadığı, siyasi partiler ve ağalar tarafından o bölgenin bilinçli olarak geri bırakıldığı ve bırakılmaya devam edileceği sorunu olduğu görülür.

Bu duruma karşı çıkmaya çalışanların ağzını kapatmak için icad edilmiş yabancı destekli bir PKK sorunu olduğu açıktır. Şöyle veya böyle PKKnın varlığından nemalananlar Maddi ve siyasi olarak sürekli desteklerini esirgemiyor. Yoksul ve çok çocuklu bir ailede sevgi fakiri olarak büyümüş bir çocuğun da, kendini kanıtlamak, adından söz ettirmek adına dağa çıkmasını sağlamakda hiç de zor olmasa gerek. Üstelik PKKnın varlığından mutluluk duyanları görmek için de numaralı gözlük takmaya gerek yok.

Şu veya bu şekilde bakımsız kalmış evinizi yaşanır hale getirmek için ortalığa dökülmüş çöpleri toparlayıp uzaklaştırmak, iyi bir temizlik yapmak gerekir. Yaşanır hale gelen evde ne tür bir hayat tarzı benimseyeceğinizi sonra tartışırsınız.

Mevcut konuda da yapılması gereken farklı değildir. Öncelikle PKK yok edilerek suça karışmış olan elemanları hukuk önüne çıkarılmalı, Onları destekleyenler cezalandırılmalıdır.

Bizim devletimiz çok zengin bir devlet değildir. Bu yüzden köklü bir politika değişikliğine giderek bölge katma değerinin o bölgede yatırıma dönüştürülerek bölge insanının kalkınması sağlanmalıdır. Böyle bir uygulamanın başladığı andan itibaren tüm insanımızın o bölgeye ve insanına bakış açısı değişecek, elinden gelen her katkıyı yapacaktır.

Güneydoğu sorununu PKK ile yoğrulmuş bir Kürt sorunu olarak görüp, özerklik, eyalet sistemi gibi üniter devlet yapımıza hiç uymayavak çözümler üretenlerin, hele hele sanki orada topyekun bir savaş varmışçasına, “barış” sözcüğü kullananların, güzel ülkemin geleceğine ne katkıda bulunduklarını bir daha düşünmelerini dilerim.

Salı, 4/Ağostos/2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..