Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '08

 
Kategori
Siyaset
 

Kürtler Nereye Koşuyor ?

Kürtler Nereye Koşuyor ?
 

Kürtlerin Demokratik Tepkilerine bakın hele !


Son birkaç gündür olanları ve olayları takip ediyorsunuzdur. Diyarbakır’da başlayan gerilim, neredeyse bütün Türkiye’yi tam olarak sarmasa da (öyle olmamasını temenni ediyoruz) peşinden İstanbul dahil bir çok şehre de aynı stresi ve taşlı, sopalı, kokteyli, gaz bombalı çatışmaları taşıdı. Ülke geriliyor !..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a yaptığı ziyaret sırasında vatandaşların dükkanlarının kepenklerini kapatması, bir çok vatandaşın taşlı ve ortalığı dağıtan sokak gösterileri yapması; ardından da DTP’nin onlara göre olağan olan grup toplantısını Diyarbakır’da yapmaları ve arkasından da DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün gerçekten de bir talihsizlik olarak adlandırılabilecek olan gündeme getirdiği o talihsiz “soykırım” iddiaları ve arkasından diğer şehirlerde meydana gelen gerilimli çatışmalar. Bu durum gerçekten biz neyi anlatıyor? Kim bu resimlerden ne anladı ? Diyarbakır bu manzaralarından ne gibi sonuçlar çıkartmalıyız? Bir yerlerden şartlandırılan Kürt kökenli vatandaşlar nereye koşuyorlar?

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, son olaylar, her ne kadar DTP’nin açıklamalarına göre “toplumsal ve demokratik bir tepki” deniyorsa da, aslında tam anlamıyla bir başkaldırının göstergesidir. Yani sistemli bir başkaldırıdır. Yine önceden öngörülen bir senaryonun yeniden sahneye konulmasıdır. Yine, provokatörler, yine çocuklar ve gençler, yine bölücü başının resimleri, yine bölücü sloganlar, falan filan… Bu sahne, size de yabancı gelmedi değil mi ?

Olayların sebeplerinin ne olacağı konusunda bir irdeleme söz konusu olursa ki, bir çok insanın aynı eksende düşündüğünü gözlemlemek mümkün. Ama her şeyden önce, sokak gösterileri ve çatışmalar bir kenara, DTP Genel Başkanı’nın basın açıklamasının tam bir fiyasko ve felaket olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Ahmet bey’in konuşmasının hedefi belliydi, belli olmasına da, sarf edilen cümleler ve suçlamalar yenilir cinsten değildi. Her şeyi, her fırsatta deneyen Dtp’liler, Türkiye’yi soykırım yapmakla itham ediyorlardı. O elindeki kağıtları okudukça da diğer partililer de alkış tutuyordu.

Yapılan konuşma, her halinden belliydi ki, amaç bahane ettikleri ve üstüne basa basa “Sayın” diye hitap ettiği bölücü başının İmralı’da kötü muamele edilmesiydi. Halk da bu yüzden sokaklara taşmıştı ve taşlı sopalı, Molotoflu gösteriler, “demokratik bir tepkiydi” kendilerince !.. Ama gerçeğin bu olmadığını onlarda biliyorlar. Yalnızca cahil Kürt halkını kandırıyorlar, böyle olmasına inandırıyorlar.

Sokaklardaki gösteriler, eylemler, eylemlerde atılan sloganlar belli ve sistemli bir tertip olduğunu göstermektedir. Diğerlerinden hiç de farkı olmayan bu gösterilerin ve Dtp’nin bugüne kadar duymadığımız, “soykırımcı” iddialarıyla dolu, kışkırtıcı konuşmaların İmralı önergeli, Pkk destekli, Dtp organizasyonu olduğu belli değil midir ? Bölücü başının hala Dtp’nin ve Pkk’nın başı ve lideri olduğu gözlenmektedir. Çünkü olası bir gerçek kötü muamelede veya Öcalan’ın başka şartlar içeren cezai uygulamasında, İmralı’dan habersiz, en ufak bir hareket etmeyen Dtp’nin Kürtleri nasıl örgütleyeceği kör göze sokulur gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. En son Diyarbakır olayları bunu göstermektedir. Bu arada, inancım, Dtp’nin liderinin Ahmet Türk değil, Öcalan olduğu dahe net anlaşılmamıştır. Çünkü parti siyasal gücünü İmralı’dan ve Pkk’dan almaktadır. Tavırlarına bir baksanıza, Türkiye’yi ne kadar da rahat “soykırımcı” ilan ediyorlar. İlanın sahipleri kim? Belli bir kesimin oyları ile de olsa, bugün TBMM’de sandalye sahibi olan ve Türkiye halkının vergileriyle vekil maaşı alan insanlar. Ceplerinde taşıdıkları kimlik ise Türkiye Cumhuriyeti hüviyetidir. Garip değil mi ? Dokunulmazlık zırhına bürünen bir grup insanın hainliği değil midir bu ?

Bu arada söz bölücü başından açılmışken, hani Dtp’liler ona kötü muamele yapıldığını iddia ediyorlar ya ! Akılları sıra, fiziksel olarak yıpratılmakta, cezaevi koşulları iyileştirilmesi gerekmektedir. Ne yani, netice de o adam bir tutuklu değil mi ? Üstelik, 40 bin insanın katliamından sorumlu bir tutuklu olarak, kuş tüyü yataklarda, beş yıldızlı odalarda ve kral sofralarında mı ağırlanmalıydı acaba ?

Öcalan’a İmralı’da kötü muamele yapıldığı iddiasıyla başlatılan olaylar ve eylemler, PKK ve DTP’nin ileride nasıl bir strateji izleyebileceğini de aslında ortaya koyuyor. Başkan Türk’ün yaptığı konuşma da yine bu stratejinin bir parçası gibi gözüküyor. PKK ve DTP, son zamanlarda “etnik milliyetçiliği “ körüklüyen söylemlerde bulunmaktadır. Her seferinde, Kürt sorunundan bahseden Dtp’liler, Kürtlerin bu eylemlerine “demokratik tepki” derken, sorunların çözümü noktasında yine somut veriler ve öneriler ortaya atmamışlardır. Görülen o ki, atamayacaklar da !. Çünkü amaçları ortaya çözüm koymak değildir. İstenilen önce genel aftır. Neden ? Bu af içerdekilerle beraber bölücü başı’yı da kapsam içine alacaktır. Sonra ? Sonra, nasıl olsa belediyeler tamamdır, ellerindedir. Sonrasında da önceden hazırlanan strateji gereği, aşırı Kürt milliyetçiliği körüklenecek, Türkler ve Kürtler karşı karşıya getirilecek ve ayrıştırma süreci hızlanacaktır.

Dahası mı ? Hep birlikte göreceğiz !..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..