Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '19

 
Kategori
Bayramlar
 

Kurtuluş Bayramları

Düşman işgalinden kurtuluşunun 97’nci yıl dönümünü Kasım ayı boyunca coşkuyla kutlayan Trakya insanı, özgürlüğünün ve barışın değerini iyi bilmektedir.

"Balkan Savaşlarında Trakya ve 1912 Edeköy Katliamı" adlı eserinde, geçen yüzyılın başındaki facia yıllarını tam 156 adet görselle belgeleyen Atakan Sevgi kardeşimiz; kurtuluş mücadelesini veren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve minnet duygularıyla anıyor olmamızın derin anlamını apaçık ortaya koyuyor.

Birinci Dünya Savaşı sonunda tüm Trakya halkının kurtuluşunu hedefleyen Trakya Paşaeli Cemiyeti ilk şubelerinden birini Keşan'da açmıştır ve başkanlığına da Şapçılı İsmail Ağa getirilmiştir.

Olası bir Yunan saldırısına karşı Cemiyet'i güçlendirmek, savunma hattını kurmak için yüzlerce Trakyalı, yüreklerini ortaya koyarak, eldeki silah ve atlarıyla gönüllü süvari birlikleri kurmuştu...

Bölge genelinde Cemiyet, en güçlü şubelerinden birini Keşan'da açtı.

Keşanlı gönüllüler, dönemin Keşan Müftüsü Raşit Efendi’nin şu öğüdünü esas almıştır:

"İnsanlığı ve insafı elden bırakmadan savaşacaksınız..."

Doğu Trakyalılar ve Keşanlılar, Yunan ile mücadelede, Raşit Efendi’nin bu sözünden asla ayrılmamış, alnı ak, başları dik olarak varoluş mücadelesi vermiştir.

İstanbul’un işgalinden sonra Trakya Paşaeli Cemiyeti, Doğu Trakya’nın savunulması kararını alınca, Keşan'da da seferberlik ilan edilir.

Her bir Keşanlı, Mustafa Kemal Paşa'nın Sakarya'dan verdiği topyekûn mücadele emrini de alır ve ilçe savunmasını vatan savunması olarak görür.

Trakya, son ferdine kadar canıyla kanıyla vatan toprağını ıslatmadan asla, şanlı bayrağını düşmana teslim etmeme azmi ve kararlılığındadır.

O yıllarda Trakya'da savunma birliklerinin ve halkın çektiği sıkıntılar büyüktür.

İstanbul işgal altındadır, Anadolu'dan da yardım alamamaktadırlar, en büyük sıkıntıyı da besin ihtiyacını karşılayamamaktan çekerler.

Trakya, Kurtuluş Savaşı'na en önemli katkıyı; işkencelerde konuşmayarak, Yunan birliklerini canı pahasına oyalayarak, düşman kuvvetinin Anadolu'ya geçişine fırsat vermeyerek sağlamıştır.

Eğer Yunan kuvveti, Trakya engelini aşıp Anadolu'ya geçebilseydi, Batı Cephesi zor durumda kalabilirdi.

Mareşal Fevzi Çakmak, Yunan Ordusuna karşı gösterilen bu başarı üzerine bir teşekkür yazısı gönderir ve "Trakya Fedaileri" diyerek halkını över, onurlandırır.

İşgalin sonlarına doğru Yunan, Trakya’da şiddeti iyice artırır.

Dumlupınar'da bozguna uğrayan Yunan, Trakya'da iyice çileden çıkar, insafsızca davranışlar, işkenceler birbirini izler.

Varlıklı kişilerin yağmalanması, ileri gelenlerin tutuklanıp Milos Adası'na sürgüne gönderilmesi, yol kesicilik ve çapulculuğun artması, Trakya'da Türk savunmasını Yunan mezalimi karşısında daha da sıkılaştırır pekiştirir.

Taa ki Mudanya ateşkesi gereği Doğu Trakya’nın Yunan'dan teslim alınıp, Ankara hükümetine devredilmesi için, itilaf kuvvetlerinin gelmesiyle silahlı çatışma sona erer.

Nihayet, Kasım 1922'de İstanbul üzerinden gelen Türk taburları, Trakya’ya giriş yapar.

Birliklerin gelişi, Türk bayrakları ve coşku ile karşılanır. Askeri erkân, mülki amirlik görevini de bir süreliğine üstlenir.

Sevgili Trakyalıların, önceki yüzyılın başında göstermiş olduğu irade, kararlılık ve azim ile bölgenin kaderi değişir.

Doğu Trakya halkı, Kurtuluş Savaşına düzenli ordularla değil ancak milis kuvvetleri ve Kuva-i Milliye Ruhu ile katılmıştır.

Düzenli orduların bölgede bulunmayışı, halkın işini zorlaştırmasına rağmen azim ve kararlılık göstererek ne büyük işler başarabileceğini Çanakkale'den bilen Trakya insanı, bir ulusal savunma örneği daha vererek tüm Türkiye’nin gururu olmayı başarmıştır.

Bugün elinde tuttuğu barışın, sonsuz barış olacağına inanmanın safdillik olacağını, bunun o kadar önemli bir gerçek olduğunu, ondan bir an bile gaflet, ulusun yaşamını tehlikeye sokacağını içselleştirmiştir.

Şüphesiz, hukukumuza, onurumuza ve varlığımıza saygı gösterildikçe, karşılık olarak biz de saygıda asla kusur etmeyiz.

Fakat ne çare ki, zayıf olanların hukukuna saygının noksan olduğunu veya hiç saygı gösterilmediğini çok acı tecrübelerle öğrendik.

Onun için, her türlü olasılığın gerektireceği hazırlıkları yapmakta asla gecikmeyecek olan Trakya insanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten öğrendiği mücadeleci ruhla, her zaman Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gururu olmaya devam edecektir.

 

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..