Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '15

 
Kategori
Deneme
 

Kurumsal kandırma yöntemleri/Anlaşma, uzlaşma, ikna, razı etme, pazarlık

Kurumsal kandırma yöntemleri/Anlaşma, uzlaşma, ikna, razı etme, pazarlık
 

Bunların hiçbiri etik değil. Hepsinde de taraflardan biri zarara uğrar; iki tarafın da dediği olmaz. Ve en önemlisi her iki taraf da eşit koşullarda olmayabilir. Dilencinin kral ile anlaşma yaptığını düşünsenize. Dilenci muhtaç, yalvarır; kralın eyvallahı yoktur “Kabul edersen et, etmezsen etme” der.

Genel kabule göre hepsi de meşru, kanunen geçerli, dinen mubah. Ama işte gel gör ki hayata Kerim Korkut gibi baktığınız zaman doğru sandığımız şeyler böyle yanlış çıkar.

Bir kere zorlama var… Adamı kırk yalan söyleyip ikna ediyorsun. Ağzından girip burnundan çıkıyor razı ediyorsun. Kollarını koparacak gibi el sıkışıyorsun. Adam kendiliğinden mi “tamam, ben böyle istiyorum” diyor? Öyle dese bunlara ne gerek var?

Ticari işlemleri bunlara bağlamışsınız. Malın fiyatı belli değil mi kardeşim niye pazarlık ediyorsunuz. Beş dedin de on’a mı satıyorsun, dalavere mi var işin içinde? Malın fiyatı belli değilse niye belli değil? Böyle bir ortamda herkes birbirini kandırabilir. Kimin çenesi kuvvetliyse, eli kolu kuvvetliyse pazarlığı o kazanır. Gariban muhtaçsa/satmak zorundaysa beş yerine üç’e vermek zorunda kalır. Bu şimdi adil mi? Pazarlık cehalettir. Malın fiyatı satıştan önce bellidir. İstersen alırsın istersen almazsın.

Halkım kandırılıyor, sessiz kalamam! Kerim Korkut düzenlerinde hepsini kaldırıyoruz. Bir malın fiyatı kolunu kopararak belli edilmez. “Verirsen bu fiyat vermezsen sen bilirsin” denilemez. Bir mala sahibinin zor durumundan yararlanılarak düşük fiyat verilemez. Ben Kerim Korkut, devletsem o malın sahibinin zor durumunu giderir malını da beş kuruş aşağı verdirmem.

Uzlaşma denilen şeye bak… O diyor böyle olacak, bu diyor öyle olacak. Bunlar eğer bir noktada uzlaşıyorlarsa bir taraf taviz veriyor ya da bir tarafın hakkı erozyona uğruyor demektir. Anlaşma olsun diye hak gaspı niye olsun. Kimin haklı olduğunu bilmiyor muyuz? Biz kimin haklı olduğunu(ya da ne kadar hakkı olduğunu) tespit ederiz ve herkes hakkı kadar hak alır. Böyle, sen şundan vazgeç, ben biraz bunu indireyim saçma sapan haller olmaz. Niye vazgeçeyim, niye indirsin? Ben vazgeçmem, o indirmez bu iş yine de olur. Uzlaşmanın zorluğu kimse hakkına razı olmuyor.

Kerim Korkut düzenlerinde her malın fiyatı satılmadan önce bellidir; öyle elini kolunu kopararak, ağzından burnundan girip kandırarak, zora getirip anlaşma dayatarak alıp satamazsın. “Ben de satmıyorum” Sen satmıyorsan ben de almıyorum. Sen Kerim Korkut’u tanımıyorsun. Senin malına ihtiyaç duyan kimsenin ihtiyacını dünyanın öbür ucundan getirir yine gideririm. Sen de malınla ortada kalırsın. Ben malımı istediğim fiyata satarım diye bir şey yok. Ekonomi uzmanların belirlediği fiyata razı olacaksın! Fiyat belli olunca sözleşme yapılır, sorun değil. Kendi isteği dahi olsa kimse malını değerinin altında satamaz.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..