Kutlu doğum haftası ve bidat…

Yazımıza bazı kelimeleri Türkçelerini bilmeyenler varsa tercüme ederek başlayalım.

Mevlid = Doğum Zamanı

Bidat = Dine sonradan katılan / kazandırılan vecibeler (gereklilikler) ve mevcut vecibelerde sonradan yapılan değişiklikler.

Rebiyülevvel ayının 12. günü peygamberimiz dünyaya geldi. Bu kutlu günü 1400 yıldır mevlit kandili adı altında kutluyoruz. Bundan sonrada içimizden geldiği, ona yaraştığına inandığımız gibi kutlamaya devam edeceğiz. Burada sizlere bir hadis nakletmek istiyorum. BENİM YAPTIKLARIMIN DIŞINDA OLAN TÜM İBADETLER BİDATTIR, HER BİDAT SAPIKLIKTIR, HER SAPIKLIK ATEŞTEDİR DİYOR(S.A.V).

Şimdi, bu bilgiler ışığında baktığımızda peygamberimizin doğum gününü iki kez kutlamış olmuyor muyuz? Deniliyor ki, hicri takvim ile miladi takvim farklı o yüzden böyle oluyor. Hangisi doğru? Yanlış olandan vazgeçelim.

Kimse benim yüce peygamberimizin doğum gününden rahatsız olduğumu sanmasın. Tam tersi Peygamberimizin söylediklerinin tersini yapmakta israr ettiğimiz için rahatsızım. O büyük insan, “kimseyi putlaştırmayın, beni dahi” demişti.

Konuya bu gözlükle baktığımızda günümüzdeki kutlamaların en hafif tabirle “bidat” olduğu görülüyor. Üstelik sevgili peygamberimize yaraşır biçimde dualarla anmak varken, okullara kadar inen bir resmi şov, bir nevi tapınma sergileniyor.

Bidatın her türü yanlıştır. Kimileri kendi düşüncelerine göre kimi bidatlar iyidir, kimi değildir demişler. Ancak yukarıdaki hadis bence hepsine güzel bir cevaptır. Ve bu bidatlar, dinde yanılgıdan başlayıp yozlaşmaya giden yoldur.

Muazzez peygamberimizin doğum gününü kutlarken, gelmekte olan kutlu doğum haftasına bir de bu pencereden bakmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

16/06/2010