Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '14

 
Kategori
İstanbul
 

Kuzguncuk'ta cami ile kilise aynı bahçede.

Kuzguncuk'ta cami ile kilise aynı bahçede.
 

  Bundan 68 yıl önce ben Kuzguncuk'ta doğmuşum. Belki bilmeyenler vardır. Kuzguncuk İstanbul'un Anadolu yakasında Boğaz kıyısında bir semttir. Üsküdar'dan sonra  ikinci iskeledir.

  İstanbul Boğazının en başındaki bu semt yıllardır bozulmayan tarihsel yapısı ile çocukluğumun masal diyarıdır.

  Babaannem ve dedem uzun yıllar önce gelip yerleşmişler bu sakin sahil semtine. Babaannem dört çocuğunun en küçüğü olan babamı bu semtte sahilde bir yalıda dünyaya getirmiş. Babamın 1922 doğumlu olduğunu düşünürsek atalarımın ne zaman yerleştiği çıkıyor ortaya.

  Halalarım bu yalıdan gelin çıkmış. Babam hep anlatırdı. Bu koca eski tahta yalıda büyük anneler, teyzeler, eniştelerle neredeyse 30 kişilik bir kalabalık aile olarak yaşadıklarını.Büyük dedem bazı geceler iskelenin üstündeki sinemaya haber gönderirmiş. Evin ahalisi, emektarı toplam 30 kişi sinemaya gelecek, yer ayırtın .diye.

   Dedem ölünce maddi sorunlardan babaannem Üryanizade sokataki apartımana geçmiş.Annem, yengem bu büyük apartımana gelin gelmiş. 68 yıl önce bir Miraç gecesi ben bu apartımanın bir odasında doğmuşum. O zamanlar kadınlar evde ebe ile doğum yaparmış. Hep anlatırdı büyüklerim. O kandil gecesi babaannem, benim doğumun şerefine bütün Kuzguncuğa helva, kandil simidi dağıtmış.

   Birer birer dünyayı terk eden büyüklerim Kuzgıncuğun tepesindeki Nakkaştepe mezarlığındaki yerlerini almışlar. Şimdilerde bu harika mekanda harika manzarayı seyrediyorlardır.

   Çocukluğum babaannemim harika masal evinde geçti çoğu zaman. Sade ben değil tüm torunlar bir aradaydık tatil zamanlarında bu masal evinde. Annem, yengem zamanı gelince ayrı eve çıkmışlardı ama tatillerde babaannem bütün torunları topluyordu bu eve. Tabii annelerimizin de işine geliyordu bu durum.

  İşte bu Kuzguncuk günlerimizde en büyük zevkimiz semtte bulunan sinegog, kilise gibi dini mekanlarda düğünlere gitmekti. Mahallenin tüm çocukları toplanır düğünlere giderdik. Ha bir de cenazelere tabii.

  O zamanlar Kuzguncukta camii yoktu. Bütün komşularımız Ermeni, Yahudi ve Rumdu.Hepimiz bir arada mutlu, mesut yaşıyorduk. Babaannem dini bütün bir Müslüman hanımdı. Namazında, orucundaki bu muhterem hanım mahallede çok sevilir ve sayılırdı.

  Farklı dinlerden oluşan bu komşu topluluğu birbirlerinin bayramını kutlar, sakin ve huzur içinde yaşardı beraberce.

  Yılardan 1952 idi. Kilisenin bahçesine bir camii inşaatı başladı. 1956 yılında bitirilen camii hemen müslüman halka açıldı.Ben o zamanlar 10 yaşında idim.  Artık mahallenin çocukları ramazan geceleri ebeveynleri ile  teraviye gidiyorlardı camiiye. Kilise, sinegog düğünleri yanısıra teraviler de yaşamımız da yerini almıştı

   .Kızguncuk Camii yaşamımızda büyük yer tuttu o tarihten sonra. Sadece yaşamımızda mi, Annem ,ibabam dahil bütün büyüklerimizin cenazesı o camiiden kalktı. Namazları o camide kılındı.

   İşte biz böyle büyüdük bu sakin Boğaz semtinde. Sakin, huzurlu , bir arada ve mutlu. Şimdi ne olduysa huzursuz, mutsuz ve yalnızız.

   Sahi ne oldu bize?

 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..