Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Mayıs '07

     
    Kategori
    Gündelik Yaşam
     

    Kuzguncuklu Deli Yaşar

    Üniversite yıllarında kendisinden oldukça zengin bir kıza tutulmuştu, kızın ailesi bu birlikteliğe karşıydı. İlk başlarda sevgisine karşılık bulan Yaşar daha sonraları biricik aşkı da ailesinin etkisi altında kalmasıyla onu reddetmişti. Bu onda yıkımlara yol açmış, şizofrenik ataklar geçirmesine neden olmuştu. O artık her yerde karşımıza çıkan mahallenin delisi oluvermişti. Annesi babası öldükten sonra diğer aile bireylerinin ilgisizlikleri yüzünden evsiz barksız kalıvermişti.

    İstanbul’da kendine has yaşam tarzı olan, komşuluk ilişkileri kuvvetli üç semavi dinin buluştuğu Kuzguncuk’ta sahipsiz virane sayılabilecek bir evde mahallelinin yardımlarıyla yaşamaya başlamıştı. Mahalle esnafı ona düzenli olarak yardım ederlerdi berberi saçlarını traş eder, lokantacısı dünden kalan yemekleri verir, tüpçüsü ısınması için evine tüp gönderirdi, aralarında topladıkları paralarla harçlık verip, ilaçlarını alırlardı.

    Yaşar ise bu yardımlara aldırış etmez, hastalığını her şizofreni hastası gibi kabullenmezdi. Esnafın topladığı parayla kitaplar alır, bunları okuyup kendi de bir şeyler karalardı. Kendisini ünlü bir yazar olarak tanıtan kartvizitler bile bastırmıştı. Yalnızlığın verdiği boşlukta içkiye de başlamıştı.

    Yaz aylarında tatile gitmeyen Kuzguncuklu esnaf mahalleli kıraathanenin masalarını kaldırıma çıkarır, çınar ağaçlarının gölgesinde sohbetler ederlerdi. Bu sohbetlerin en ilginç olanı ise Havra’nın hahamı olan Aaron, Ortodoks kilisesinin papazı Mihail ile Caminin hocası Mehmet arasındaki din tartışmaları oluştururdu. Çaylar söylenir, yerler alınırdı. Bu sohbetlerin birine Yaşar da rast gelmişti. Yaşar hararetli geçen tartışmaya alaycı bir üslupla ortak oluverdi.

    "Ne o yine cennet de ki hurilerin boylarını mı tartışıyorsunuz?" Hastalığı nedeniyle her yazgısız insan gibi Tanrı’yı sorumlu tutuyordu. Hastalandıktan sonra bir kez bile dua etmemişti. İntikam almak istercesine Tanrı’ya inanmamaya başlamıştı.

    Bir an duraksayan mahalleli içlerinden fesupanallah geçirdiler. Mahallenin gençleri onu daha çok boş konuşmaması için oradan uzaklaştırdılar. Yaşar da biralarını alıp evine doğru yöneldi. O gece İstanbul’da çok kuvvetli bir deprem yaşandı. Kuzguncukta yıkılan tek ev Yaşarın bakımsız viranesiydi. Uzun uğraşlar sonucunda Yaşarı enkaz altından sağ salim olarak çıkardılar. Hafif sıyrıklarla atlatmıştı.

    Yarın sabah Yaşar yaşadığı için Tanrıya şükrediyordu. Önce mahalleli Yaşar'ı Pazar ayininden çıkarken gördü daha sonra da camii cemaati ile öğle namazında…

     
    Toplam blog
    : 1
    : 550
    Kayıt tarihi
    : 23.05.07
     
     

    1979 yılında İstanbul'da doğdum. Ekonomi okudum. Lise yıllarımdan bu yana edebiyat ile ilgileniyorum..

     
     
     
     

     
    Sadece bu yazarın bloglarında ara