La Serva Padrona (Hanım olan hizmetçi)

Kadıköy Süreyya Operası'ndayım. Bir şiirin içindeyim. Sahnede komik opera. La Serva Padrona'dan büyük bir beklentim yok, neticesinde mini bir komik opera; ama Süreyya Operası'ndan beklentim kocaman!

Büyülendim.

Süreyya'nın dış görünümü her zaman beni etkilemiştir, yeni hali daha da harika ve binanın içine girince...Desenler, çizgiler, resimler, insanlar, görevliler güzel, güler yüzlü, sıcak; renkler muhteşem!

Çarpıldım.

Yerimiz birinci katta, locadaydı. Locada dört sandalye vardı. Locada sadece biz vardık; Aşk ve ben. Bir o sandalyeye oturuyordum, bir bu sandalyeye; heyecan doluyum, mutluluk kaplıyım!...

Süreyya'da localara sığamayan bir ben vardı.

Ruhum Süreyya'nın duvarlarında; Aşk, sakin ol, diyordu; yerimde duramıyordum derken Aydın Karlıbel piyanonun tuşlarına dokundu...

Serpinaaaaa!....

Pergolesi'nin Uberto'su karşımızdaydı, birazdan Vespone, ardından güzeller güzeli Serpinaaaaa!... Yılansa yılan; ama yılanların en şahanesi Serpinaaaaa!...

Ne söylediklerinin, ne de yaşadıklarının önemi vardı; benim için sadece Aşk ve Süreyya Paşa'nın armağanı Süreyya Operası vardı; solu solu, dokun dokun doyamadığım.

Opera başladığı gibi bitti, ben ise inanılmaz mutlu, kalbim Süreyya'da çıktım yağmura, aşkla ıslanmaya.

1. Not: Locada iki mutlu, çok mutlu insan vardı, bir komik opera seyreden; sonrasında üç bale ile dans etmeye hazır iki mutlu, umutlu insan!

2. Not:

Süreyya Operası'na
yakıştı Aydın Karlıbel
Aydın Karlıbel'in piyanosu
ve onu dinleyen
biz yakıştık
Süreyya Paşa'ya
ve Serpina
yılanların en güzeli
Serpinaaaaa
salındıkça Süreyya'da
daha bir mutlu
çaldı orkestra
ve çok çok çok
mutlu olduk
biz seyirciler
Süreyya'da.