Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Aralık '13

 
Kategori
TV Programları
 

Lale Devri ve Bugünün Saraylısı ile “Avşar Avşar”’a karşı

Lale Devri ve Bugünün Saraylısı ile “Avşar Avşar”’a karşı
 

Belki de televizyon tarihinde bir ilk yaşanıyor bilemiyorum. Bir yapım firmasının iki ayrı dizisi, iki ayrı kanalda ve aynı saatte. Reyting canavarının karşısında.

Lale Devri dizisi ve Bugünün Saraylısı. Biri FOX TV’nin çocuklarımızdan torunlarımıza ulaşacak yıllanmış dizisi diğeri de ATV ekranlarında yayınlanan çiçeği burnunda dizisi. Yapım AVŞAR FİLM.

Zaten epeydir aynı günde yayınlandıkları için tuhafıma gidiyordu ama Fatih Harbiye’nin Show TV’ye geçmesi ile ondan boşalan saate alınınca dizi daha tuhaf bir durum çıktı ortaya.

Yani şimdi kanallar yarışır, yapımlar yarışır da bir yapım aynı anda iki dizisini neden yarıştırır diye düşünmeden edemiyor insan.

Ya ikisinin durumu üzerinden birinden vazgeçmeyi düşündüğü için ya da cumartesi gününün toplamı pasta yeter dediği için ama bu durumda ikinci seçenek pek akla yatkın değil zira kanal reyting diliminden iyi sonuç almaya bakar. 

Şimdilik nedeni pek anlamsak da ihtimaller üzerinden düşünerek bir sonuç çıkarabilir miyiz bir bakalım.

Fatih Harbiye ile FOX anlaşma sağlayamayınca dizi Show TV’ye geçti malumunuz bu durumda şu düşünülmüştür önceki yıllarda dizi kendi saatinde iyi reyting alıyordu bu yılki kaybını buna bağlayarak yeniden aynı saatine almışlardır.

Ancak atlanılan gerçek şu ki şimdiye kadar cumartesi akşamları bu kadar dizi bombardımanı yoktu Lale Devri’ni ezebilecek bir yapım da yoktu.  Bu yüzden de reyting rekortmeni olamasa da kanalı mutlu edecek bir dilimden nasipleniyordu.

Bu yılsa hem değişen reyting sistemi hem de gelen diziler karşısında o eski şaşalı günlerinin uzağında kaldı Lale Devri.

Tabii her şeyden önce sakız gibi uzatıp rotası belli olmayan senaryosuyla seyircinin ve de fanlarının sabırlarıyla da oynadıkları için dizi her yıl ivme kaybetti. Bu yılsa var mı yok mu arasında yaşayıp gidiyor.

Yani saatinden çok seyirciye olan tavrı ve de senaryosunun çoktan tükendiğindendir dizinin kan kaybı.

Lale Devri’nin seyircilerine hafıza kaybı yaşatma yoluyla bir giriş yapsa da sezona bundan sonra ne köy olur ne kasaba.

Bunu seyircisi de biliyor, kanalda biliyor, yapımda, ekipte biliyor. Sevilen ikili Selen Soyder ve Tolgahan Sayışman diğer adlarıyla Toprak Çınar için izleyen kesimle ayakta duruyor dizi anlayacağınız.

Buna ayakta durmak denirse.

Bu kadar kötü reyting almasına rağmen devam ettirilme nedeni belki de vefadır.

Yani bunca yıl kanalın yüzünü güldürdü sezon sonuna kadar sahip çıkıyor kaldı ki aynı yapımın kanalın tüm işleri arasında en başarılı ve yüzünü güldüren tek dizisi Karagül de varken Lale Devri’ni harcamaması bu ihtimal içinde olabilir. Yapımda bu yıl başladık ekip bunca yıl diziyle yapıma kazandırdı sezon sonuna kadar mağdur olmasın düşüncesinde diye bir izlenim içindeyim.

Ama bir yıl daha devam kararı alırlarsa pes deriz. Kendilerinde saklı nedeni bilemesek de vefaya dayanabilme olasılığına alışık olmasak da başka da akla gelen bir anlam çıkaramıyorum.

Lale Devri’yle ilgili sanırım en çok yazı yazanlardan biriyim. Çünkü senaryosu neresinden tutsanız elinizde kalan hatta senaryosu var mı yok mu belli olmayan bir iş eleştirmeyip de ne yapalım. Malzemesi bol olunca.

Ancak bu yıl tek bir yazı bile yazmak içimden gelmedi. Şiddet kazandığı için.

Hatırlarsanız geçen sezonun sonunda Gül Onat Kenan Bal’dan şiddet görmüştü. Yaşanan gerginlikler sonucu Kenan Bal ve Hatice Aslan’ın ayrılacağı haberleri çıkmış hatta sezon sonu Hatice Aslan’ın canlandırdığı karakter Zümrüt vurulmuştu.

Zümrüt öldü ölecek denilirken ölen Gül Onat oldu. Yani şiddetin faturası her zamanki gibi kadına kesildi. Hoş farklı bir şey de olamazdı. İş yapılan bir yerde iki oyuncu harcamak yerine bir oyuncunun çıkması çok da sıra dışı bir durum değil.

İzleyici kaybının bu olaylardan yara aldığını düşünenlerden değilim. Zira öyle bir toplumuz ki yanlışlıkları diz boyu olan insanları yüceltip masum insanları ise çarmıha geriyoruz.

Ülkenin şu an yaşadıklarına bakmak bile içler acısı halimizi gösterir.

Özetle yaz dönemi arasıyla balık hafızalı milletimiz sezona kadar bu olayları unutmuştur. Bir haftadır ülkede yaşananları unutacağı gibi.

Hazır başlamışken devam edersek dizi bu yıl sezon başında yapımın ve kanalın bir diğer dizisi olan Yer Gök Aşk’ın bitmesiyle orda ki oyuncuları aynı karakterlerle diziye transfer etti.  Toprağın anne babası gitti yerine teyze ve kuzenleri geldi. E nasıl gelmesin Lale Devri’de o diziden kız alarak düğün bayram yaptı yıllarca. Yani Lale Devri’nin gelini Toprak Yer Gök Aşk’ın kızıdır aslında.

Bu akrabalık bağlarıyla birbirine bağlı olan dizi Sultan karakterini bünyesine katmakla renk katmıştır diziye tabi bolca da entrika. Malum Yer Gök Aşk’ta da entrikacıydı teyzemiz. Huylu huyundan vazgeçer mi?

Bunlar olurken Toprak’ın hafızasına da Yer Gök Aşk’a yani Ürgüp’e uçurdular. Hafıza orda kalınca reytinglerde yerinde saydı. Onun yerine Çınar’ın hafızası uçsa Toprak’ı Yeşim sansaydı reytingler ne olurdu kestiremedim. Toprak kocasını karıştırınca Çınar’da karısını karıştırır mıydı?

Hoş bu haliyle de sıkça Yeşim’e başvuruluyor izleyici yorumları ve fragmanlardan bunu anlıyoruz.

Ve yine fragmanlardan anladığımız Toprak’ın Ürgüp’e kaçmış aklı geri gelip intikam kurgusu yapıyor.

Son iki yılın dizi modası intikam bu sefer kötü karakterlerden alınıp masumların eline bırakılıyor. Kötülerin usta ellerinde görmeye alışık olduğumuz intikam masumların amatör ellerinde ustalaşır mı göreceğiz.

Yani kurgular denemelerle can çekişen dizi aynı saatine gelse de sezon başındaki saatinde bu hafta aldığı reytingden daha iyi sonuç aldı orası kesin.

Bu durumda cumartesi 20.00 için FOX bir deneme de Bir Aşk Hikayesi için yapar mı yapmaz mı diye de düşünüyorum. Bu kötü tablo belki bir değiştirmeye daha neden olabilir.

Ve gelelim Bugünün Saraylısı’na. ATV’ de yayınlanan aynı yapımın dizisi aslında sadece Lale Devri’nin karşısında değil aynı zamanda onun ilk başlarken çıkış noktası olan köylülerle soylular aynı sofrada repliği ile soyluların Lale Devirlerinin nasıl bittiğini konu alarak yola çıktığını göstermiştir.

Bugünün Saraylısı’nın da çıkış noktası Saraylı bir ailenin Lale Devirlerinin bitmesi, çöküşü. Ve servetlerin yeni sahipleri bir taşralı.

Yani aslında iki dizininde çıkış noktaları benzer.

Tabii çıkış noktası aynı olsa da işleniş şekilleri farklı olan iki dizi. Zaten Refik Halit Karay’ın aynı adlı eserinden esinlenerek sadece ismiyle aynı kalan Bugünün Saraylısı günümüz gerçeğinde paranın nasıl el değiştirdiğinin ve bu el değiştirmeyle kentli köylü çatışmasını bizlere göstermek amacını gütmediğini de göstermiştir.

Lale Devri’de çıkışı bu sözle başlasa da o da başka alanlara kaymıştır.

Tabi dizinin tesadüf bir noktası da Kayseri’den gelen yaşamları değiştiren kişi ya da kişiler.

Lale Devri’nin Ilgaz ailesi Kayseri’den gelip Taşkıran ailesinin servetine el koymuştur. Burada da Ayşen. Kayseri’den gelip Katipoğlu yalısına el koyar.

Bu ortak nokta tesadüf müdür değil midir bilemem ama aynı yapımdan iki Kayseri çıkınca çokta tesadüf gibi gelmiyor bana.

Her zaman söylerim cumartesi akşamları pembe dizi akşamlarıdır diye. Bu anlamda Bugünün Saraylısı önemli bir eserden esinlenerek hayata geçirilse de şuan ki senaryosu pembedir ve cumartesi gecesi için iyi bir seçimdir. Her ne kadar reyting sonuçlarından memnun olunmasa da ben şuan aldığı reytingleri çok kötü bulmuyorum.

Sezona girilirken henüz dizi yayınlanmadan da söylemiştim çok fazla bel bağlansa da Bugünün Saraylısı öyle kanalın yüzünü güldürecek aman da aman bir iş değildir diye.

Ama şöyle bir baktığımızda düne kadar cumartesi akşamları doğru dürüst hiçbir kanal dizi koymazken bu yıl neredeyse dizilere boğulmuştur.

O kadar dizinin arasından sıyrılıp üstelikte Acun’un yarışması varken bu oranları alması dizinin başarısıdır.

Bundan daha fazlasını zaten beklemekte hayalciliktir. O eski şaşalı günler kanallar içinde yapımcılar içinde artık çok uzaklarda kaldı.

Ki AB’de aldığı sonuçlara baktığımızda da cumartesinin ilk beşleri arasına girmesi dizi için önemli bir başarıdır. Yapımın aynı saatlerde yayınlanan dizisi Lale Devri’nden çok daha iyi bir durumda olduğu da ayrı bir gerçektir.

Dizinin ağır topu Selçuk Yöntem’in yönetmen Kudret Sabancı’nın senaryoya müdahalesinden dolayı duyduğu rahatsızlığı “beni öldürün çıkarın diziden” isyanını umarım yapım kulak ardı etmez.

Zira bu dizinin en büyük kazanımı Selçuk Yöntemdir. Onun diziden çıkmasıyla dizi her geçen gün ivmesini yükseltirken ciddi bir kayıp yaşayacaktır.

Bunu göz ardı etmemelerini umuyoruz. Gördüğüm kadarıyla da dizi kendine ciddi bir fanda edinmiş durumda. Her bir karakterin ayrı ayrı sevenleri sosyal medyada toplaşmışsa bu bir dizi için önemli ve iyi anlamda bir gelişmedir.

Ve şimdi yine başa dönersek Avşar Avşar’a karşı durumu ne kadar sürecek, seçim yapımın dizileri arasında mı saatleri arasında mı olacak zaman içinde göreceğiz. Belki de televizyon tarihine ilk imzayı atarak diğer yapımlarında aynı yöntemi kullanmasına öncü olur Avşar Film’in bu atağı kim bilir.

Bu yönteme niçin başvurulduğunu tam kestiremesek de yapımların böyle bir yöntemle belki krizi atlatmaları mümkün olabilir kanallar için ise kafatası değişimi şart. Yeni düzen eski kafayla yürümüyor görünen köyde kılavuz istemiyor…

oyatekin@gmail.com                                         

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Oya Tekin/ Yaşadıkça.com köşe yazarı

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara