- Kategori
- Kişisel Gelişim
Lider olmanın dayanılmaz cazibesi
Kitleleri peşinden sürükleyen liderlerin özellikleri hakkında bugüne kadar binlerce kitap ve makale yayınlandı. Hepsinde de liderlerin sahip olduğu ortak özelliklerden bahsedildi durdu.
Karizmaları, uzmanlıkları, otoriteleri, bilgi birikimleri, iletişimleri, insan ilişkileri vs. maddeler halinde yayınlandı, açıklamaları yapıldı. Bu da liderin sahip olduğu otoriteyi kullanım tarzıyla ilgilidir.
Bense bu yazıda liderliğin dayanılmaz cazibesinden bahsedeceğim.
Herkes tarafından bilinen bir gerçek var ki: o da liderin güçlü bir iletişim ve insan ilişkilerine sahip olması. Bu özellik sonradan yoğun çaba ile kazanılabildiği gibi, bazı insanlarda doğuştan gelen bir yetenektir.
Dayanılmaz cazibe ise, liderliğin verdiği otoriteyi, güçlü insan ilişkilerini kullanmak yerine emirler yağdırarak kullanmak, ekibi bir işi yaptırmaya bu şekilde yönlendirmektir. Gerçekte iyi bir liderin bilmesi gereken ilk şey emir vermeden insanlarda çalışma isteği uyandırabilmek için onları yüreklendirmek, takdir etmektir. Ekibinin hevesini kırmak istiyorsa bir liderin yapması gereken tek şey ise onları eleştirmektir.
Emir vermenin, otorite kurmanın, haklı da olsa haksız da olsa dediğini yaptırmanın cazibesi eleştiriye zemin hazırlarken övgü için hiçbir fırsat kalmaz. Oysa insanlar takdir edildiğinde eleştirildiğine oranla daha çok çaba harcarlar. Ayrıca bir kişinin sonsuza kadar nefretini kazanmanın yolunu öğrenmek istiyorsanız size bir önerim var. Onu eleştirin.
Başarılı bir lider bilir ki başkasının kendisine ne yapmasını istiyorsa, o da ona aynısı yapmalıdır. Karşısındaki kişiye önemli olduğunu hissettirmelidir. İnsanlara hatalarını dolaylı yollardan göstermelidir. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmalıdır. Karşısındakinin hatasının kolayca düzeltebileceğini hissettirmelidir. Ve eğer gerçek bir liderse kimsenin hatasını yüzüne vurmamalıdır.
Ne yazık ki ülkemizde hala bir çok ekibin lideri liderliğin dayanılmaz cazibesine kapılabilmekte. Aşağıdaki sözcükler konumuzu çok iyi açıklıyor aslında….
En iyi asker saldırmaz, Üstün savaşçı sessiz başarır, en büyük fatih mücadele etmeden kazanır, en başarılı yönetici emretmeden yönlendirir.