Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Lütfen genç ve güzel hanımefendiler...

Lütfen genç ve güzel hanımefendiler...
 

Ne zaman güzel bir bayanın elinde sigara görsem, içimde gerçekten bir acı hissederim. Nedense onlara bir türlü yakıştıramıyorum sigarayı. Aslında güzele her şey yakıştığı için, bazı hanımların sigara içmesi, içmeyene bile haz verecek kadar zerafet doludur.

Hani faydası zararından az olan bazı maddeler, alışkanlıklar, işler falan vardır ya. Sigara öyle bir şey değil. Maddi manevi hiçbir faydası şimdiye kadar ortaya konmayan, neredeyse her şeyden zararlı bir maddedir sigara.

Pek çoğunuz sigara içmediğim için bunları rahatça söyleyebildiğimi düşünecek biliyorum. Doğru olabilir. Zaten benim de üzerinde durmak istediğim, sigaranın insanda yaptığı bu alışkanlık ve bağımlılık.

Etrafınızda, istesem bundan hemen kurtulurum diyen pek çok tiryaki görmüşsünüzdür. Fakat bugün yarın istesem bırakabilirim zannıyla onu içmeye devam edenler, sonunda onunla birlikte mezara gittiklerini görmüşlerdir.

Sigarayı bıraktıktan sonra hiç içmemiş gibi olması mümkün değil. O yüzden bence yapılması gereken en önemli şey, gençlerin bir biçimde sigaraya başlamalarını önlemektir.

Bu konuda size babamın hikâyesini anlatmak istiyorum.

16- 17 yaşlarında bir genç olarak babam Kurtuluş savaşına katılmış. Askerde doğru dürüst yiyecek yemek bile yok. Askere tayın adı altında sadece kuru bir ekmek veriliyor, bu arada sigara içenlere de sigara...

Babamın etrafında yaşı biraz daha büyük abiler var. Bunların içinde de sigara tiryakileri... Tabi tayın da, sigara da öyle herkesin keyfine göre yetecek kadar değil. Bu durumda kimine ekmek yetmiyor, kimine sigara...

Babam bakıyor ki, bazı uyanıklar sigara içmedikleri halde, içiyoruz diyerek sigara alıyorlar ve onları tiryakilere tayın karşılığı veriyorlar.

Zaten doğru dürüst karnı doymayan babam, aynı yöntemle kendisinin de fazladan tayın alıp karnını doyurabileceğini düşünerek, ben de sigara içiyorum, diyor.

Aynen düşündüğü gibi verilen sigarayı tayınla değiştirerek bir süre karnını doyuruyor.

Ancak savaşın stresi altında bir gün sigaralardan birini yakıyor ve böylece sigaraya alışıyor. Başlangıçta birkaç tane içip geri kalanı ekmekle değiştirirken zamanla artık kendine ait sigaranın tamamını tüketiyor.

Bir süre sonra bu da yetmiyor ve artık o da diğerleri gibi, ekmeğini verip sigara almaya başlıyor.

Bu hikâyenin tiryakilere bir şey kazandıracağını sanmıyorum. Onlar, sigara paketinin üstündeki ölüm uyarısıyla bile alay edip, yak bi cigara diyebilecek kadar cesur insanlar.

Ama, öksürükten, tıksırıktan kurtulamıyacak ve bir gün bu zehirlerin tesiriyle sağlıklarından çok şey kaybedecek olan zavallılar aynı zamanda.

Çocuğunu karşısına alıp yak bir sigara diyebilen modern (!) babaların sayısı hayli azdır. Çoğunlukla babalar, öksürüklü bir diyaloğun arasında, çocuklarına bunun ne kadar zararlı olduğunu anlatmaya, kendileri içtikleri halde, çocuklarına sigara içmeyin diye nutuk çekmeye başlarlar.

Ne var ki, sosyal hayattaki deneyimlerin büyük çoğunluğu, insanın bizzat kendisi yaşamadan aklına pek girmez. Çocuk bu dürtüyle sigarayı tanıyıp, zararını bizzat kendisi görmek ister. Ama bunu gördüğünde zaten iş bitmiştir.

Bugün 9 Şubat dünya sigarayı bırakma günüymüş. Direksiyon başında güzel bir hanımefendinin bir elinde telefon, bir elinde de sigarayla araba kullandığını görünce, kimsey faydası olmayacağını bile bile bu yazıyı yazmak istedim.

Söylediklerim etkili olabilse, önce eşim sigarayı bırakacak. O yüzden hiç umudum yok. Siz yine de (sigara içenlere söylüyorum) en iyisi benim yazdıklarımdan değil de, kendi yaşadıklarınızdan yola çıkarak bir karara varın.

Ve ne olur genç ve güzel hanımefendiler! Lütfen şu sigaraya başlamayın. İnanın hayatta bu yüzden kaybedeceğiniz hiçbir şey olmayacak. Ama kazanacaklarınızı tahmin bile edemezsiniz.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..