Maç üstünden sezona bakış

İyi başlanılmayan bir maçtan galip ayrılmak büyük takım olmanın getirdiği zorunluluktu. Fenerbahçe'de bunu yaptı dün gece.

Sert başlayan rakibe sertlikle yanıt vermeyi akıl edene kadar, Fenerbahçe'nin sezonun yeşeren umutlarını daha 3. haftada tüketecekmiş gibi bir hali vardı sahada.

30 saniye içerisinde 3 direği, Volkan'ı ve Gökhan'ı 3 kere geçemeyen rakip akınları ise şansın da iyinin yanında olacağının kanıtıydı. Şansını kendisi yaratan adamın başlattığı akın yine şansının da yardımıyla atılan bir golle onurlandırıyordu Gökhan'ı. Brezilya plajlarında, bir Rio Karnaval'ı gösterisinde gelişen 12 paslık yılın golüne aday girişimde, Carlos Gökhan'a topu bırakarak adeta taçlandırıyordu genç meslektaşını.

Sol kanadı zaten dünyanın en iyi takımının, biri eski iki sol bekinden oluşan Fenerbahçe'de yılardır işlemeyen kanat organizasyonlarına Kazım&Gökhan Coo. eklendiğinde deplasmanların kabus olduğu geceleri artık huzura dönüşecekmiş gibi görünüyor.

Semih'in formunu yakalamsı, Topuz'un kendinin nerede olduğunun farkına varması, Alex'in iyileşmesi ve Tuncay'ın gelmesi ile ile bu sene daha yolunda gidecekmiş gibi görünüyor heşey.

Tabi bekleyen tehlikeler de yok değil Fenerbahçe'yi... Bilica, yedek kaleci gibi temel sounlar ileride bizi üzecek gibi görünüyor.

Üzülmek için çok geçerli bir gerekçe daha; Anelkalı, Appiah, Aurelio, Tuncaylı, Daumlu kadronun nasıl yok edildiğini hatırlamak (unutamamak). Tekrar kurmak için uğraşacağımza bu kadroyu, şimdi Avrupa'daki başarıları ve Ligdeki şampiyonlukların keyfini çıkartıyor olacaktık.

Şimdi ise umudun keyfini çıkarmanın zamanı.