Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '16

 
Kategori
Anılar
 

Macar Şarkıları ve Türk gelin; Hedvig

Macaristan Budapeşte’deki çalışma ziyaretimizin son gününde bir meslek lisesine uğruyoruz. Bu ziyaretimizin son günü olması, hem de farklı ne görebiliriz diye meraklanmıyor da değiliz. Okulda bizi gayet sıcak karşılıyorlar. Bir müdür yardımcısı ve bir öğretmen bize refakat ediyor. Bizi konferans salonuna alıyorlar. Bayan yarım yamalak Türkçesiyle başlıyor anlatmaya;
 
Benim ikinci eşim Türk’tü diyor. Oradan biliyorum Türkçe'yi. Birinci eşim babayiğit bir Macar’dı. Çok güzel bir beyefendiydi diyor. Gözleri parlıyor Macar eşinden bahsederken, onu ne kadar çok sevmiş olduğunu anlıyorsunuz. Macar eşi kanserden ölünce iki çocuğu ile hayat mücadelesine devam eden Türkiye’den Ali isimli bir gençle tanışıyor. Ali İzmirli ve Ali ile aralarındaki yaş farkına rağmen evleniyorlar. Ali’nin annesi yani taze kayınvalide Macar gelinlerini çok seviyorlar. El üstünde tutuyorlar. Ancak bir sorun var. Ali Macar eşinden çocuk istiyor. Hedvig Hajasné Laczkó; “Benim zaten iki çocuğum vardı, yeniden çocuk yapmak istemedim. Ali ise gençti ve onun kendi evlatlarını sevmeye hakkı olduğunu da düşünüyordum ama ben bunu yapamazdım. Mecburen ayrılmak zorunda kaldık. Ali şimdi büyük bir firmada çalışıyor, ben de zaman zaman Türkiye’ye gittiğimde kayınvalidemlere İzmir’e giderek ziyaret ediyorum. Ben onları çok seviyorum, kayınvalidem de beni çok seviyor” diyor.
 
Hedvig bunları bir çırpıda anlatıyor; ve ekliyor okulda Almanca öğretmenliği yapıyormuş. Okullarına Erasmus projeleri ile çok sayıda Türkiye’den öğrenci ve öğretmenler geliyormuş. Türk şarkı ve türkülerinden de haberdar olan Hedvig, bize Macar şarkısının Türkçeye çevirdiği dörtlüğünü dağıtıyor. Önce Macarcasını sonra Türkçesini birlikte tekrar ediyoruz. Bizi Macarcadan Türkçeye çevrilmiş bir şarkıyla karşılayan ve bize Macarca şarkı öğreten Hedvig, üzerimizdeki gerginliği alıp, okul ve okul tarihçesi ile ilgili bir film ve Macaristan hakkında bir film izletiyor. Biz Türkler sıcakkanlı insanlarız. Bize samimiyetle davranıldığında çok sevinir mutlu olur ve karşı tarafa çok müteşekkir oluruz. Bu okul ve personeli de bize kendimizi evimizde hissettiriyor ve herkes mutlu oluyor. Hedvig’in ekibimize öğretmeye çalıştığı Macarca şarkının Türkçesi ve Macarcası;
 
Balaton ortasında kamışlar ekilen,
 
Gölün çevresinde yüz bin gül dikilen.
 
Sonbaharda yüz gül Macar denize dökülür,
 
Eski sevgilimi her gün çok düşündüm.
 
             ***
 
Balaton közepe naddal van keriteve,
 
Kerites tövibe szaz rozsa ültetve.
 
Szaz rozsa levele összel mind lehull a vizre,
 
Szeretöm, a regi, most jutott eszembe.
 
Klavyede farklılıklar ve alfabedeki değişiklikler Macarca dörtlüğü tam olarak yazmama engel olduğu ve belki de farklı anlama gelen metinler yazmış olabileceğimin farkındayım. Ama alfabedeki değişiklikler bazı yanlış anlamalara neden olabileceğinin farkındayım, peşinen özür dilerim.
 
Yine ünlü bir şarkı sözünü ünlü bir şarkıcının sahnede söylediği gibi bizimle kısa bir atölye çalışması yapıyor.
 
Şarkı;
 
Tavaszi szel vizet araszt, viragom,viragom,
 
Minden madar tarsat valaszt, viragom, viragom
 
Hat en imar kit valasszak, viragom viragom?
 
Te engemet en tegedet viragom, viragom.
 
Aynı şekilde bu şarkıda da Macarcada olan bazı harfler, bizim dilimizde olmadığından farklı şekilde yazıldı. Ancak gerçek olan; Okul personeli ve kurumdaki tüm çalışanların bizi son derece sıcak karşıladığı ve bunun için sonsuz minnettar olduğumuzdur.
 
Bir halk hakkında fikir sahibi olabilmek için; “Şarkılarına bakmak gerek, halk şarkılarına bakmak gerek. Bir halkı en iyi halk şarkıları dile getirir. Mutlulukları, yaşanmışları, özlemleri yaşanmamışları”…
 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..