Madrid

İspanya’nın Ankara’sı diyebiliriz Madrid için. Diğer şehirlere göre daha resmi bir havası var. Bankalar şehri bir nevi... Aslında şehrin metropol olma hikayesi çok eski değil. Özellikle Avrupa Birliğine girdikten sonra çehresinin değiştiği söyleniyor.

Büyük ve çok gösterişli binalara sahip. Binalar tarihi dokuyu kaybetmedikleri için gözünüzü alamıyorsunuz.

Madrid’ in merkezi sayılan nokta belediye binasının önündeki Puerto Del Sol meydanıdır. Fazla uzağa gitmeden orada bir ayı heykeliyle karşılaşacaksınız. İşte bu ayı heykeli zamanla Madrid’in simgesi haline gelmiştir. Nasıl ki İzmir’dekilerin buluşma noktası çoğu kez Saat Kulesi iken buradakiler de buluşma noktası olarak ayı heykelini işaret ediyorlar.

Çoğunlukla bayanların ilgisini çekecek dükkanlar ayakkabı dükkanlarıdır. Her ne kadar “ülkemizde bulabileceğimiz ürünleri yurtdışından almayalım” mantığı taşısam da buradaki ayakkabıcılar bu düsturu zedeliyor. Gerçekten sağlam, ucuz ve çok hoş ayakkabılar var. Ayakkabıcıların fazla olması hoşa giden bir rekabet ortamı yaratıyor. Çünkü fiyatlar düşüyor.

Beyler ise mutlaka Santiago Bernabeu Stadını görmek isteyeceklerdir.

Biz edebiyatçılar için ise ilgi alanı daha farklı tabii. Don Kişot’un yaratıcısı Cervantes’in İspanyol olduğu bilinir de ona dair şeyler aranmaz mı? Cervantes için koca bir park var. İçinde de muhteşem bir Don Kişot ve Sancho Panza heykeli var. Şehir buram buram edebiyat, sanat, spor kokuyor. Bu kokulara caddelerdeki cafelerden gelen aromalı kahve kokusunu da eklemek gerekiyor.

İspanya da havası geç kararan ülkelerden( ülkemize göre). Bunu avantaja çevirmişler. İşten çıktıktan sonra sanki bir düğüne gidercesine özenle giyinip, yemeklerini yiyip, arenaya gidiyorlar. Arena binaları da çok özenli ve büyük bir yer kaplamakta.. Dedik ya geç kararıyor hava. Bu nedenle akşamlar uzun. İkinci bir akşam yemeği geleneği var bu yüzden. Tapas denilen lokantalar ikinci akşam yemeği duraklarıdır.

Öğle vakitlerinde canınız alışveriş yapmak istemesin. Çünkü çoğu dükkan kapalıdır. Ünlü “siesta” larından hiç ödün vermiyorlar.

İç savaştan fazla hasar görmeden kurtulan kraliyet sarayını ve bahçesini görmeniz göz zevki açısından tavsiye olunur.

Barcelona'daki gibi burada da akşamınıza flemenko ile renk katabilirsiniz.

Barajas Havalimanından Madrid’e veda ederek İspanya gezimizi noktalıyoruz.