Mağdur ve mazlum partinin önlenemez yükselişi ve dinazorların kara günü

Güven tazeleyen AKP iktidarı yeni bir döneme giriyor. Popülizmin liderliğine oynayan bir parti için, beklenen bir oy artışı, önlenemez bir yükseliş...

Paranın siyasallaştığı, ithalat budalası bir ülkede ve böylesi bir ekonomik süreçde; aylık 800-1000 dolarlık gelirle, onbinlerce dolarlık borçlanma cesaretini göğüsleyen bir orta sınıfın varolduğu bir ülkede, yoksulluğunun temel nedenini maalesef bilemeden, sözümona dinsel ahlak potasında eritilmiş sosyal ve ekonomik yardımlarla desteklenen kırsalda, taşrada ve büyük kentlerin arka mahalleleri ve varoşlarında yaşayan, eğitimsiz, az eğitimli, dar gelirli, yoksul, saygı duyduğumuz geniş bir kesimin yaşadığı bir ülkede ve gene tarikat ve aşiret oylarının tahvile dönüşüp, siyasi yapıyı hala önemli bir ölçüde etkiliyebildiği bir ülkede; yurt dışındaki muhtelif büyüklerin ve yurt içindeki bazı büyüklerin, merkez sağın birleşme sürecini doğrudan etkiliyebildiği bir ülkede; ve son olarak, bizce yapay olarak yaratılmış, sonu baştan belli olan, bir cumhurbaşkanlığı (bir anlamda başkanlık ve devamı...)sürecinin sözümona tıkandığı yerde; o zaman ''Halk Seçsin'' 'e varan ve akabinde resmi tepki ve baskıya karşı, haksızlığa uğramış, ancak ''Dik Duran'' mağdur liderlerin, mazlum destekçilerinin bulunduğu ve kararı '' Halk Versin '' söylemiyle toplumsal gündemin işgal edildiği bir ülkede; artık bundan daha mükemmel, bundan daha istikrarlı bir durum söz konusu olamaz...

Deniz Baykal ve politbüro görünümlü kurmaylarının, belirsiz bir parti programı üzerine yapılandırdıkları seçim stratejisi her zamanki gibi '' FOS '' çıktı.DSP'nin desteği herhalde pek bir işe yaramadı, ya da tam tersi belki de bu destekle baraj aşılabildi ve dövünmek yerine , övünülerek % 1, 5 oranında oy yükseltme başarısına kavuşuldu...

Seçim sonuçları; sosyal demokrasiye yürekten inanmış, demokrat, yurtsever gerçek CHP'liler için bir utançtır.

CUMHURİYET 'in her tür kötülüklerden korunması için meydanları dolduran milyonlara, Baykal ve kurmaylarının başarı ve devam sinyalleri, açıkça bu insanlara bir hakarettir.Siyasi ahlakın olduğu, parti mekanizmalarının normal çalıştığı bir süreçde, Sayın Deniz Baykal ve ekibi beşinci seçim yenilgisini beklemeden yönetimden çekilmelidir.

Bayrağı siyasi ve ahlaki sicili temiz, genç ve yeni insanlara bırakmalıdır..

Sayın Zülfü Livaneli'nin , Vatan'da çıkan tüyler ürperticisi yazısı, anlamsız pişkin cevaplardan vazgeçip, bu oyunun artık dışında kalmaları gerektiğini Sayın Baykal ve ekibine bir kez daha hatırlatmaktadır...