Mahremiyet nerede kaldı?

Mahremiyet; özel hayata müdahale bir nevi özel hayatın deşifre edilmesidir.

Geçenlerde bir arkadaşım mahremiyet konusunda dert yandı. Çalıştığı şirkette bilgi işlem tarafından internette yaptığı her şeyin ( özellikle msn görüşmeleri) takip edildiğini söyledi. Bana göre bu durum mahremiyete girer. Düşünsenize MSN’ de sevgilinizle, nişanlınızla vs. görüşüyorsunuz ve bu yazışmalar önce bilgi işlemde görülüyor sonrada karşı taraf görüyor.

Bu durum özel hayata saygısızlık değildir de nedir? Evet, mesai saati içerisinde bu tarz yazışmalar yanlış. Ama olayın diğer bir boyutu ise şirket bunu yapma nedeni olarak şirket bilgilerini bir başkasına verip vermediğini kontrol etmek. Bir nevi ajan mısınız değil misiniz öğrenmek diyebiliriz. Her ne olursa olsun şirketin bu konuyu başta söylemesi gerekir. “ Arkadaşlar msn kullanmak yasaktır” ya da “msn görüşmeleriniz takip edilmekte” diye belirtilmeli. Eğer belirtilmiyorsa demek ki çalışana güvenilmiyor. Üzerine bir de tüm telefon görüşmelerinin de dinleyince “yok artık” dememek elde değil.

İşveren çalışanına güvenmiyorsa çalışanından ne kadar verim alabilir sizce?

Kendisine güvenmeyen, her attığı adımı izleyen bir yönetici olduğu zaman kişi nasıl çalışabilir sizce? Şahsen ben çalışamam. Bir çift gözün, kulağın ben de olduğunu bilmek rahatsız eder. İşime yeteri kadar odaklanamam.

Mahremiyet sadece bunlarla da kalmıyor aslında. Bazen facebook’ta arkadaşlarımın profiline bakıyorum da öyle resimler koyuyorlar ki…

Şimdi böyle bir durumda da akla şu geliyor. “Nerede kaldı özel hayat, nerede kaldı mahremiyet.” Aslında özel hayatlar kalmadı ya. Her şey alenen yaşanır oldu. Eee Avrupa Birliğine girmeye çalıştığımız şu günlerde Avrupa’yı her konuda örnek almalıyız değil mi?